"İyi birey, iyi vatandaş ve iyi futbolcu" yetiştirmeyi kendine düstur edinen; bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak "meslek fabrikası" kuran Başkan Seyit Mehmet Özkan ile ekibini Avrupa alkışlarken "İzmir neden yeterince sahip çıkmıyor" dedim kendime ve düştüm Torbalı yollarına.

İcra Kurulu Üyesi ve İletişim Sorumlusu, sevgili kardeşim Ali Ergöçmez sağolsun konuk etti beni.

Altınordu'nun Torbalı, Kuşadası ve Selçuk tesislerini (Yeşilyurt'a da gideceğim) gezdim. Başarının tesadüflere bırakılmadığı çalışma yöntemlerini gördüm. Onları da sonraki yazılarda size aktaracağım. 

Ziyarette beni en çok etkileyen nedir derseniz, tek kelimeyle özetleyebilirim: Vefa.

Burada semt adından çıkarılarak, duvarlarda, panolarda ve en önemlisi de gönüllerde hayata geçmiş.

Metin Oktay, Beytullah Baliç ve Gode Cengiz (Kocatoros) gibi futbolculuklarıyla olduğu kadar efendilikleriyle de öne çıkan bir çok futbol efsanesi hala gençlere örnek olmaya devam ediyor.

Hani o büyüklerimizin hep anlattığı, ancak günümüz toplumunda sürekli erozyona uğrayan insani değerler var ya;

Kırmızı-lacivertli kulüp işte bu değerlere sonuna kadar sahip çıkmış.

Geçmişin patates ve domates tarlalarında şimdi bu insani değerlerle donanmış genç yetenekler  yetiştiriliyor.

Alçak gönüllülüğün tavan yaptığı; bir o kadar da bilime ve çok çalışmaya inanan bu iddialı topluluk bana geçmişi hatırlattı. 

Hani o 1. Lig'de oynayan; 

Efsane başkanlar Rıdvan Burteçin, Esin Özgener, Mazhar Zorlu'nun dönemlerindeki Büyük Altay'ın havasını soludum adeta.    

Günün son ziyaretini Selçuk tesislerine gerçekleştirdim. Altınordu'nun dünya kulübü olması için büyük emek sarfeden İcra Kurulu Başkanı (CEO) Barış Orhunbilge, İcra Kurulu Üyesi Ali Ergöçmez ve Marka Geliştirme Yönetmeni Özgür Özgürengin ile kulübün yeni hedefleri ve projelerini konuştuk. 

Kulüpte hem yönetim kurulu üyesi, hem de teknik direktör olarak görev yapan Hüseyin Eroğlu'na da yeni sezonu, iki kez birer maçla kaçan şampiyonluk fırsatlarını sordum.

Kadroda büyük değişim yaşadıklarını, sistemin oturması ile daha güçlü olacaklarını ifade eden Eroğlu, Başkan Seyit Mehmet Özkan'ın "Henüz bir yılımız daha var" demesine rağmen kendisinin şampiyonluğu çok istediğini söyledi. 

Ligin ilk maçında Balıkesir'i ellerinden kaçırdıklarını belirten Eroğlu, "Artık herkes bizden çekiniyor. Yıldızlar topluluğu Balıkesir bile kendi evinde defans oynadı" dedi.

Yeni transferlerin  henüz hazır olmadığını vurgulayan genç çalıştırıcı, yine de kaliteleri nedeniyle cumartesi (yarın) günü Bornova Stadı'nda saat 21.45'te oynanacak G.Birliği maçında sahaya süreceğini ifade etti.

***

Altınordu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, kulübün internet sitesinde hedefini şöyle açıklıyor:

"Süper Lig’de, tamamı “Altınordu Öz Kaynak“ sisteminden yetişmiş, bu toprakların çocuklarından kurulu, yalandan değil, “Gerçekten Profesyonel” bireylerden kurulu, toplumumuza örnek bir futbol kulübü ve takımı yaratmak."

Başkan Özkan'ın hayali aslında tüm İzmir'in hayali.

Peki bu hayale omuz vermek, destek çıkmak varken neden sadece uzaktan seyrediyoruz.

Futbolseverler olarak hangi vakit bu kadar miskin olduk. 

Stadyumda maç izlemenin keyfinden neden vazgeçtik. 

Gelin; bu cumartesi evdeki koltukları terk edip stada koşalım.

Gelin; Avrupa'da top koşturan "Made in İzmir" patentli yıldızlar yetiştiren bu kulübe sene başında sahip çıkalım;

Ki, şampiyonluk bu kez bir maçla kaçmasın.

Çıkalım ki, yeni futbol yıldızlarını herkesten önce çıplak gözle biz görelim, biz alkışlayalım.

Çıkalım ki "altın" çocuklarla İzmir "Süper" olsun.

SONSÖZ:   

Para, dünyanın en iyi oyuncusunu satın alabilir.

Çok para, hepsini bile alabilir.

Ama iyi bir oyuncu yetiştirmek paradan fazlasını gerektirir: 

İnsan sevgisini ve emeğini.

- Sir  Alex Ferguson.