18 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD Zarrab’ı kaçırırken kimler, neden uyudu?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Reza Zarrab davasının başlamasına az kaldı. Zarrab davası Türkiye davası haline gelmiş durumda. AKP ve Erdoğan üzerinden Türkiye’ye diz çökertilmek isteniyor.

Biz, Zarrab FBI ile anlaşıp ABD’ye gittikten hemen sonra, “Zarrab davası Türkiye’nin güvenlik sorunu” tespiti yapmıştık. Tespitimizin ne kadar doğru olduğunu artık herkes kabul ediyor. Son günlerde çok sayıda telefon aldım. Arayanlar, “Sizin anladığınızı hükümet nasıl anlamadı” diye soruyorlar.

AYDINLIK NE YAZDIYSA O!

Aydınlık, Reza Zarrab’ın ABD’ye kaçırılış öyküsünü sıcağı sıcağına okurlarına aktarmıştı. Zarrab’ın ABD ile anlaşarak götürüldüğünü, FETÖ’nün de operasyonda görev aldığını bildirmişti. Aradan geçen sürede birçok ayrıntı ortaya çıktı.

Kısaca özetlersek Aydınlık ne yazdıysa, gerçek o!

İSTİHBARAT UYUDU

Reza Zarrab tehdit almaya başlıyor, AKP Hükümeti’nden güvence istiyor. Ama kimse ilgilenmiyor. Komisyon alanlar bile sırtını dönüyor. Tehdidin İran’dan geldiğini düşünüyorlar. Asıl tehdidi görmüyorlar.

Araya FBI giriyor. FETÖ aracılık yapıyor. ABD Büyükelçiliği elemanları devrede. Tarabya’da “güvenli” bir evde görüşmeler yapılıyor. Zarrab ikna ediliyor. ABD’ye gidiş için her türlü hazırlık yapılıyor.

ABD’ye gidişe “aile gezisi” süsü veriliyor. Eşi, çocuğu, ... hep birlikte uçağa biniliyor. Zarrab Amerika’ya iner inmez gözaltına alınıyor. Nedense eşi, çocuğunu da alıp hemen Türkiye’ye geri dönüyor. Sanki bir plan tıkır tıkır işliyor.

Ama istihbarat uyuyor.

Bu da yetmiyor, dahası da var. Zarrab davası iddianamesinde Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ismi geçiyor. Ama nedendir bilinmez, Atilla yine de Amerika yolunda.

Stajyer bir avukat bile Atilla’nın tutuklanacağından şüphelenir. Ama kamu bankası yöneticisi olan Atilla kararname ile yurt dışına gönderiliyor. Bu arada FBI bankadan önemli isimlerle görüşüyor. Ayrıntılı bilgiler alıyor. Ama istihbarat yine ortada yok.

Alınan bilgiler şimdi iddianamede. İsim vermeden kaynak bile gösteriliyor. Üst düzey önemli bir yönetici.

Sonrası malum. Şimdi Zarrab tanık, kamu bankası yöneticisi Atilla sanık. Çık işin içinden çıkabilirsen. Zarrab itirafçı olarak karşımıza çıkarsa söyledikleri delil sayılacak. Sanki bir el ABD ile birlikte hareket ediyor. Göz göre göre Türkiye sıkıntıya giriyor...

SORUMLU KİM?

ABD Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan bir operasyon gerçekleştiriyor, ama kimse farketmiyor(!) Kim bilir belki de görenler var. Ama seslerini çıkarmıyorlar. Amerika’ya yaranarak, önlerinin açılacağını düşünüyorlar.

Zarrab’ın kaçırılmasında ve sonrasında sürecin iyi yönetilmediği ortada. Peki yaşananlardan kim sorumlu?

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu idi. Peki Zarrab’ın ikna edilmesi ve ABD’ye götürülmesi sürecinden hiç mi haberi olmadı? Zarrab’dan komisyon alan bakanlar niye harekete geçmedi?

MİT’e hiç mi istihbarat gelmedi? MİT’in başındakiler hiç mi kuşkulanmadı?

Bu süreçte kim ne kadar işin içinde?

TEHDİT BÜYÜK

İhmal mi söz konusu, yoksa daha başka şeyler mi var bilemiyoruz.

Bu işin bir de ekonomik ayağı var. ABD ve İngiltere finans çevrelerinde konuşulanlara bakılırsa Amerika Zarrab davasının etinden, sütünden, yumurtasından, derisinden, ... her şeyinden yararlanmaya çalışacak.

On milyarlarca dolarlar havada uçuşuyor.

İddia çok. Yakında her şey ortaya çıkacak. Ama gerçek olan şu: Zarrab davası Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyor.

Türkiye bu noktaya getirilirken sorumlu olanlar ise susuyor.

Bu defteri açmanın zamanı gelmedi mi?

***

‘AKŞENER ZAYIF’

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yakın çevresinde konuşulanlara dayanarak “Erdoğan Akşener’le görüştü mü?” diye sormuştum. Akşener, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın programındaydı. Kendisine sorulmadan o yazımı gündeme getirdi. Yanıt verdi.

Haziran ayında aralarında bir görüşme geçtiğini, onun dışında hiçbir görüşme yapmadığını söyledi. Erdoğan’a kesinlikle düşman olmadığını belirtti.

Yanıt verirken benim İyi Parti’yi “Erdoğan’ın projesi” olarak sunduğumu iddia etti.

Akşener’i dinlerken şaşırıp kaldım. Yazımı ya okumamış ya da anlamamış. İktidar hedefiyle ortaya çıktığını iddia eden biri için vahim bir durum.

Neyse, Akşener’in o programı İyi Parti tabanında moral bozmuş. Akşener’i çok zayıf bulmuşlar. Programdan 2 saat sonra konuştuğum bir kurucu üye, “Şu ana kadar 19 kişi aradı, hepsi aynı şeyi söyledi. Genel Başkan tatmin etmedi” dedi.

Akşener konuştukça daha iyi anlaşılacak gibi!