Gündem

"ABD, Vietnam Savaşı’ndan sonraki belki de en büyük yenilgisini Suriye’de aldı"

T24 yazarı Akdoğan Özkan, Rusya ve Türkiye'nin kritik bir mutabakata imza attığını belirtti

23 Ekim 2019 00:23

T24

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Soçi kentinde gerçekleştirdikleri 6 saatlik görüşmenin ardından 10 maddelik bir mutabakata vardı. Suriye sürecini yakından takip eden T24 yazarı Akdoğan Özkan mutabakat ile ilgili olarak, ‘’Sadece 2 hafta öncesinde Suriye’nin doğusunda hiçbir şeyi belirleme kudreti olmayan iki ülke, Rusya ve Türkiye, bu bölgenin kaderinin belirlenmesi doğrultusunda çok önemli bir mutabakata imza attı’’ değerlendirmesinde bulundu. 

Erdoğan-Putin zirvesinin sonucunun Washington için bir yenilgi olduğunu vurgulayan Özkan, ‘’Bu mutabakatla birlikte sanırım artık şunu da söyleyebiliriz ki, askerlerini aynı gün öfkeli Kürtlerin taşları ve çürük domatesleri eşliğinde bölgeyi terk ederken gördüğümüz ABD, Vietnam Savaşı’ndan sonraki belki de en büyük yenilgisini Suriye’de almıştır!’’ dedi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın askerlerini Suriye’den çekme kararının ardından YPG ile ABD arasındaki ilişkide bir bozulma meydana geldi. ‘’YPG ile ABD arasındaki bağın zayıflamasının ardından Kürtlerin hamiliğini belirli ölçülerde de Rusya’nın devralacağını Ankara’nın başından bilmemesi zaten imkansızdı’’ diyen T24 yazarı,  ‘’Bu sebeple Ankara’nın hedefi 22 Ekim’deki Erdoğan-Putin görüşmesine kadar Barış Pınarı Harekatı’nın kazanımlarını azamiye çıkartmak ve Rusya ile masaya güçlü bir şekilde oturmak idi’’ yorumunda bulundu.  Ankara geçmişte güvenli bölgenin genişliği için 850 kilometre ve daha sonra 480 kilometre hedeflerini açıklamıştı, bugün Suriye’de 120 kilometrelik bir alan TSK denetimi altına bulunuyor. Özkan geçen hafta sonundan bugün varılan mutabakata kadar gelen süreci şöyle değerlendirdi:

‘’Washington Ankara’yı bu genişlikte duraklatmasını bildi ve 120 saatliğine, yani Putin-Erdoğan görüşmesine kadar TSK’ya fren koydurdu. Sonrasını ise Fırat’ın batısına dair de kendince tasavvuru olan Türkiye karşısında çok daha geniş bir sepetten bölgesel kozlara sahip olan Moskova’ya bıraktı. Bu Moskova’yı ikili bir sorumluluğun altına itmek anlamına geliyordu. Putin’in işi bu kadar kısa süre içinde hiç kolay değildi. Zira kendisini “güvenli bölge” tasarımı bağlamında Ankara’ya istediği teminatları vermekle mesul hisseden Moskova, bir yandan da TSK’ya (ve Türkiye’nin uzun vadeli planlarına) yumuşak bir fren koymayı da becerebilmeliydi. Aksi halde, Putin’in Kürtleri daha tam kazanmadan temelli kaybetme riski söz konusu olabilirdi. Şimdi Erdoğan ve Putin arasında varılan mutabakat ile görüyoruz ki, Rusya bu işin altından büyük ölçüde başarıyla kalktı.’’ 

Moskova ile Ankara arasında varılan mutabakatın 5. maddesine göre ‘’23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00’den itibaren Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırın Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 kilometrenin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecek. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacak. Aynı saat itibariyle mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacak’. Özkan bu madde ile ilgili olarak, ‘’Şimdi şunu bilmiyoruz. Neden 150 saatlik bir fren? Acaba bu ay sonunda toplanması beklenen Suriye Anayasa Komisyonu üyelerinin terkibine ya da işleyişine dönük kimi hususlar mı belirleyici olacak sürecin sonrasına dair? Yoksa bu zaman zarfında Fırat’ın batısında, özellikle de İdlib’de olacaklara mı bakılacak?’’ diye sordu.

Özkan sözlerine, ‘’Tüm bu olup bitenin ardından tek temennimiz ise, ne dediğine bütün bu süreçte dönülüp bakılmayan yerel halkların bu anlaşma ile Suriye’de kalıcı barışa biraz da olsa yaklaşabilmiş olmaları’’ diyerek son verdi.


Soçi'deki zirvenin ardından kamuoyu ile paylaşılan mutabakatın tam metni şöyle: