|
AB ülkelerinde artan doğal gaz fiyatları ve etkileri

Enerji fiyatları bu aralar AB ülkelerinin önemli sorunlarından birisi. Kovid-19, kısıtlamalar nedeniyle ekonomilerde daralmaya dolayısıyla enerji talebinde önemli miktarda azalmalara ve enerji fiyatlarında düşüşe neden olmuştu.

Ancak, iklim değişikliği nedeniyle hidroelektrik santrallerinde üretimin düşmesi, ekonomilerdeki toparlanma ile doğal gaz talebinin çok artması nedeniyle var olan stokların azalması ve yeni doğal gaz akışının olmaması dolayısıyla enerji arzının talebi karşılayacak kadar yeterli olmaması enerji fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Enerji fiyatlarının artışı maliyet baskısına neden olarak rekabeti olumsuz etkileyeceğinden bu durum firmaların üretim kararları açısından zor bir dönemin işareti.

Ekonomiler toparlanma sürecindeyken olası enerji krizinin bu toparlanmanın önündeki en büyük engel olacağı açıktır. Özellikle kış şartlarında artan doğal gaz talebinin bu süreci daha da zora sokacağını söylemek zor değil.

YEŞİL MUTABAKAT NE OLACAK?

AB yeşil mutabakatı ilan ederek iklim değişikliğiyle mücadele etme, sera gazı emisyonlarını azaltma, yenilenebilir enerjiyi kullanma gibi çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği sağlama adına oldukça önemli bir adım atmıştı.

Ancak AB son dönemlerde enerji arz güvenliğinin sağlanmasında önemli sorunlar yaşıyor. Özellikle doğal gaz talebindeki artış, Rusya’dan yeterli miktarda doğal gaz akışının olmaması, yenilenebilir kaynaklar ile enerji üretiminin artmaması ve spot piyasalara yönelmesi doğal gaz fiyatlarının artmasına neden oldu.

Artan doğal gaz fiyatları nedeniyle birçok ülkenin ikame kaynak olarak tekrar kömüre dönerek enerji arz güvenliklerini sağlamaya çalıştıklarını görüyoruz. Tabii bu arada kömüre olan yüksek talep kömür fiyatında da önemli miktarda artışı beraberinde getirdi.

Doğal olarak sormak gerekiyor. Yeşil mutabakat ne olacak?

TÜRKİYE’DE DURUM NE?

Türkiye’nin son yıllarda enerji arz güvenliği meselesinde önemli atılımları oldu. Türkiye enerjide özellikle de doğal gazda yüksek oranda dışa bağımlı durumda. Yani, Türkiye yıllık 50 milyar metreküp seviyesine varan doğal gaz talebinin tamamına yakın bölümünü ithalat yoluyla karşılamaktadır.

İthal edilen doğal gaz ise iki yöntem ile gerçekleşmektedir.

Birinci yöntemde, Türkiye bir yandan doğal gaz kaynakları konusunda önemli rezervlere sahip olan Rusya ve Azerbaycan gibi ülkeler ile hayata geçen doğal gaz boru hatları ile doğal gaz ithalatı gerçekleştirmekte. Bu amaçla Azerbaycan ile TANAP ve Rusya ile TurkAkım doğal gaz boru hatları hayata geçirildi.

Diğer yöntemde ise spot piyasadan ya da kontrata bağlanmış miktarlar üzerinden sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı gerçekleştirilmektedir. ABD, Katar, Nijerya ve Cezayir gibi ülkelerden LNG yoluyla doğal gaz talebi karşılanmakta.

Ancak, son dönemlerde spot piyasalara fazla yönelim olduğunu da söylemekte fayda var. Başta AB ülkelerinin artan talebi nedeniyle tüm dünyada spot piyasalarda doğal gazın fiyatının yükselmesi enerji maliyetleri üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor.

SPOT PİYASA MI BORU HATLARI MI?

Geçmişte uzun kontratlar ile boru hatları vasıtasıyla satın alınan doğal gazın daha maliyetli olması dolayısıyla spot piyasalarda artacak rekabet neticesinde bu piyasalarda daha avantajlı fiyatların gerçekleşeceği beklentisi vardı.

Ancak, boru hatları ile taşınan doğal gazın yeterli olmaması, uzun süreli kontratlardan kaçınılması ve Avrupa doğal gaz piyasasının serbestleştirilmesi nedeniyle ile doğal gaz, spot piyasalarda daha pahalı hale geldi.

Bu nedenle ithal edilecek doğal gaz için, boru hatları ve spot piyasalar arasında bir dengenin sağlanması önemli.

#Avrupa Birliği
#Doğal Gaz
#Hidroelektrik Santrali
#Yeşil Mutabakat
#Rusya
#Türkiye
3 yıl önce
AB ülkelerinde artan doğal gaz fiyatları ve etkileri
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset