25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AB liderleri Doğu Akdeniz krizini görüşecek

Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın tüm çabalarına rağmen AB üyesi ülkelerin Türkiye'ye karşı ortak bir tutum alması beklenmiyor. Türkiye'nin Yunanistan'la istikşafi görüşmelere 'tamam' demesi yaptırım ihtimalini iyice zayıflattı. En kötü senaryo; göstermelik yaptırımların gündeme gelmesi

AB liderleri Doğu Akdeniz krizini görüşecek
A+ A-
HABER MERKEZİ

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi bugün toplanıyor. İki gün sürecek zirvenin en önemli gündem maddesi Doğu Akdeniz'deki gerginlik ve Türkiye ile ilişkiler.

24-25 Eylül'de yapılması planlanan zirve, AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in koronavirüs karantinasına girmesi nedeniyle 1-2 Ekim'e ertelenmişti. Liderler zirvesine hazırlık için eylül ayının ortasında biraya gelen AB dışişleri bakanları toplantısından sonra yapılan resmi açıklamalar, zirvede Doğu Akdeniz'deki adımları nedeniyle Türkiye'ye yaptırım için anlayış birliği oluşmadığını gösteriyor. Üstelik bakanların toplantısından sonra Türkiye'nin Yunanistan'la masaya oturmak için sarfettiği çaba ve Meis'in güneyinde sondaj yapan Oruç Reis gemisini limana çekmesi yaptırım ihtimalini daha da azalttı. Bir yandan Türkiye ve Yunanistan'ın sahada oluşabilecek herhangi bir “kaza”yı engellemek için NATO Karargahı'nda teknik toplantılar yapması diğer yandan istikşafi görüşmelere yeniden başlama kararı alması da yaptırım destekçilerinin elini iyice zayıflattı. Üstelik yaptırımlar için bastıran Yunanistan, Almanya ve NATO'nun bastırmasıyla gönülsüz de olsa Türkiye'yle masaya oturmak zorunda kaldı.

KONFERANS ÇAĞRISI

Bu gelişmelerden sonra Reuters'a konuşan üst düzey bir AB diplomatı “Diyalog, yaptırım tehdidine ihtiyacı azalttı. Bu yüzden şu an 27 üye arasında böyle bir adım için konsensüs yok” dedi. Bir başka AB diplomatı ise Brüksel'de 24-25 Eylül'de yapılması planlanan ve Türkiye'ye odaklanılması beklenen AB Liderler Zirvesi'nin ertelenmesinin de daha fazla zaman kazanılmasını sağlamak açısından önemli olduğunu söyledi.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel da Doğu Akdeniz konusunda Birleşmiş Milletler (BM) ile birlikte çok taraflı bir konferans önerisi yaptığını açıkladı: “Birçok aktör şimdiden olumlu cevap verdi ve bunlar modaliteleri, gündemi, takvimi görüşmeye hazır. Ele alınması gereken başlıkların bazılarının deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, güvenlik, enerji konuları ve göç olduğuna inanıyorum.”

'BEDELİ AĞIR OLUR'

Öte yandan Uluslararası Kriz Grubu (ICG) da Doğu Akdeniz’deki gerilimle ilgili hazırladığı raporda, yaptırım yerine diyalog yollarını tercih etmesi tavsiye edildi. Raporda olası bir çatışmanın bedelinin ağır olacağına dikkat çekildi: “Doğu Akdeniz'deki herhangi bir ihtilafın maliyeti yüksek olacaktır. Enerji yatırımını bozacak, Transatlantik güvenliği zayıflatacak ve Türkiye’yle AB arasındaki hayati bağlara zarar verecektir.”

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin her türlü dayatmasına rağmen AB, içerisinde ortak stratejik planlamanın olmadığı bu dönemde, Türkiye konusunda da ortak bir tutum alabileceğe benzemiyor. AB'nin yaptırım kararı alabilmesi tüm üyelerin onayıyla mümkün olabiliyor. Tek bir ülkenin vetosu, yaptırımları bloke edebiliyor. Türkiye’nin AB ülkeleriyle yoğun ticari ilişkilere sahip olduğu da göz önüne alındığında İspanya, İtalya ve Macaristan’ın olası yaptırımları veto etmesi büyük olasılık.

ALMANYA-FRANSA KAPIŞMASI

Öte yandan AB içinde Türkiye ile diyalog yolunu tercih eden, başını Almanya'nın çektiği ülkelerin ağırlığı, yaptırım konusunda ısrar eden Fransa'nın tutumunda da değişikliğe yol açtı. Geçen hafta içi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile kriz tırmandığından beri ilk kez telefonda görüştü. Dikkat çekici olan, görüşme talebinin Macron'dan gelmiş olmasıydı.

AB içerisinde Almanya ile Fransa arasında bazen görünür, çoğu zaman örtülü olan liderlik rekabeti Türkiye için önemli bir fırsat yarattı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra içeride sanayisini güçlendiren Almanya'nın karşısında Afrika'daki sömürgelerinden gelen zenginlikle ekonomisini çeviren bir Fransa vardı. Almanya, savaştan yenik çıkmış olmasına rağmen kısa süre içerisinde AB'nin esas yükünü omuzlayarak öne çıktı. Macron Fransa'sı Almanya'nın rolünü kapma ve ekonomisini yeniden canlandırma hevesiyle Afrika'daki eski sömürgelerine ve Ortadoğu'ya yeniden gözünü dikti. Ancak bu sefer karşısında Türkiye'yi buldu. Buradaki en önemli gerçek şu ki, bu tablo Almanya'yı fazlasıyla memnun ediyor. Hem Libya'da hem Doğu Akdeniz'de Fransa'yı dizginleyen Türkiye, Macron'un çok istediği Avrupa liderlerliğine de set çekmiş oluyor. Üstelik Türkiye'nin Libya'daki varlığı Berlin'e taş atmadan kuş vurdurtuyor, Berlin'in siyasi süreçte rol olmasını sağlıyor. Almanya'nın bu süreçte, AB üyesi olduğu için Yunanistan-Güney Kıbrıs ikilisine göstermelik destek vermesi dışında Türkiye'yi karşısına alması beklenmiyor.

EN KÖTÜ SENARYO: GÖSTERMELİK YAPTIRIM

Ankara da herhangi bir yaptırım beklentisi içinde değil. AB üyelik müzakerelerinin tamamen sonlandırılması ya da Avrupa limanlarının yasaklanması, gümrüksüz mal alışverişinin kısıtlanması gibi doğrudan yaptırımlar şimdilik gündemde değil. En kötü senaryo, göstermelik yaptırımların devreye sokulması olabilir. Doğalgaz arama faaliyetleriyle bağlantılı şirketler veya kişiler ya da bu şirketlerle çalışan bankalar bu göstermelik yaptırımların hedefi olabilir. Bu konuda Güney Kıbrıs'ın bir liste hazırladığı biliniyor. Ancak göstermelik de olsa olası bir yaptırımın Doğu Akdeniz'de gerginliği daha da tırmandıracağı ve Türkiye'ye geri adım attırmayacağı AB içerisinde öne çıkan görüş. Üstelik, uzun süredir tartışılan “Batı'dan uzaklaşan Türkiye'nin yeniden Avrupa rotasına sokulması gerektiği” tezi de Avrupalı siyasetçileri yaptırım ihtimalinden uzaklaştırıyor.

VETO TEHDİDİ NASIL AŞILACAK

21 Eylül'de yapılan AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin “veto tehdidi” damgasını vurdu. Rum yönetimi, Belarus'a uygulanacağı açıklanan yaptırımları, “Türkiye'ye de tedbir uygulanmazsa” veto edeceği tehdidinde bulundu. Türkiye ile diyalog çağrılarının öne çıktığı, gerginliğin düşmeye başladığı bir süreçte AB'nin en küçük üyelerinden birinin karar mekanizmasını tıkaması birçok AB ülkesinin tepkisine yol açtı. Nitekim AB dışişleri bakanlarının toplantısının sonunda Doğu Akdeniz'deki durum ve Türkiye ile ilişkilerin görüşülmesinin, liderleri bir araya getiren AB Konseyi toplantısına kaldığı açıklandı. Türkiye'ye yaptırımı düşünmeyen AB'nin Kıbrıslı Rumların Belarus yaptırımlarını veto tehdidinin nasıl aşılacağı merak ediliyor.

Son Dakika Haberleri