Parlamenter sistemin yerine Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kabul edildiği yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemde cumhurbaşkanı artık icraatın da merkezine gelmiş oluyor. Bu durum cumhurbaşkanının daha önce olmadığı kadar sorumluluk yüklenmesi anlamına geliyor. Bir bakıma koruma kalkanları kalkmış ve her sonuç doğrudan Sayın cumhurbaşkanını bağlamış olacak.
İktidarın AB konusunda kafası oldukça karışık; öncelikle karar vermeleri gereken konulardan bir tanesi de budur.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suudi Arabistan'ın El-Şark el-Avsat gazetesine verdiği demeçte, "AB üyeliği bizim için öncelik olmaya devam ediyor" dedi.
Avrupa Birliği konusunda iktidarın geçtiğimiz ay yaptıkları açıklamaları şöyle bir hatırlayalım:
Maliye Bakanı Naci Ağbal, dünyadaki dengelerin değiştiğini, Avrupa'nın neredeyse dağılacak bir seviyeye geldiğini belirtmişti.
Başbakan Yardımcısı Canikli, Avrupa Birliği rüyasının bittiğini söylemişti. Üstelik birçok Avrupa ülkesinin Türkiye'de terörist faaliyetlere ve terör örgütlerine destek verdiğini vurgulamıştı. Sayın Canikli tüm katliam ve cinayetlere de Avrupa'nın ortak olduğunu söylemişti.
Gelelim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamışına. AB'nin uçuruma doğru gittiğini ve dağıldığını, korkunun da ecele faydası olmadığını söylemişti.
AB ülkemizden ne istiyor, bu kadar yıllık tecrübeden sonra artık bu net olarak bilinmektedir. Bunlar ile bırakınız ülkemizin sorunlarını çözmeyi, bilakis sorunların daha da kronikleşmesine katkı sağlayacakları ayan beyandır. Elbette Avrupa devletleri ile ilişkilerimiz devam etmeli; diğer dünya devletleri ile irtibatımız devam etmeli. Bu diplomatik ilişki stratejik ortaklık tarzından değil milli menfaatlerimiz çerçevesinde devam etmelidir.
İcraat artık net bir duruş ortaya koymak zorundadır. Bir gün başka diğer gün daha başka yapılan açıklamalar devlet ciddiyetine zarar vermektedir.
Söylemleri ile icraatlarının farklı olması hükümetin kafa karışıklığı içinde olduğunu göstermektedir.
Bu konuda milli projelerin uygulanması esas olmalıdır.
İktidarın AB konusunda kafası oldukça karışık; öncelikle karar vermeleri gereken konulardan bir tanesi de budur.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suudi Arabistan'ın El-Şark el-Avsat gazetesine verdiği demeçte, "AB üyeliği bizim için öncelik olmaya devam ediyor" dedi.
Avrupa Birliği konusunda iktidarın geçtiğimiz ay yaptıkları açıklamaları şöyle bir hatırlayalım:
Maliye Bakanı Naci Ağbal, dünyadaki dengelerin değiştiğini, Avrupa'nın neredeyse dağılacak bir seviyeye geldiğini belirtmişti.
Başbakan Yardımcısı Canikli, Avrupa Birliği rüyasının bittiğini söylemişti. Üstelik birçok Avrupa ülkesinin Türkiye'de terörist faaliyetlere ve terör örgütlerine destek verdiğini vurgulamıştı. Sayın Canikli tüm katliam ve cinayetlere de Avrupa'nın ortak olduğunu söylemişti.
Gelelim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamışına. AB'nin uçuruma doğru gittiğini ve dağıldığını, korkunun da ecele faydası olmadığını söylemişti.
AB ülkemizden ne istiyor, bu kadar yıllık tecrübeden sonra artık bu net olarak bilinmektedir. Bunlar ile bırakınız ülkemizin sorunlarını çözmeyi, bilakis sorunların daha da kronikleşmesine katkı sağlayacakları ayan beyandır. Elbette Avrupa devletleri ile ilişkilerimiz devam etmeli; diğer dünya devletleri ile irtibatımız devam etmeli. Bu diplomatik ilişki stratejik ortaklık tarzından değil milli menfaatlerimiz çerçevesinde devam etmelidir.
İcraat artık net bir duruş ortaya koymak zorundadır. Bir gün başka diğer gün daha başka yapılan açıklamalar devlet ciddiyetine zarar vermektedir.
Söylemleri ile icraatlarının farklı olması hükümetin kafa karışıklığı içinde olduğunu göstermektedir.
Bu konuda milli projelerin uygulanması esas olmalıdır.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Tarihin derinliklerinden günümüze: Ermeni tehciri ve tarihsel gerçekler / 06.05.2024
- Geçmişten geleceğe 23 Nisan: Millî bayramlar ve kimlik inşası / 24.04.2024
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- Geçmişten geleceğe 23 Nisan: Millî bayramlar ve kimlik inşası / 24.04.2024
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024