Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısı 4 yıl aradan sonra ilk kez yapıldı. Toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn katıldı.

Toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. İlk olarak söz alan Mogherini, "Aday ülke ve önemli bir ortak olan Türkiye ile ilişkilerimizin önemini teyit ediyoruz. Türkiye-AB işbirliği sadece mülteciler için değil Suriye'de siyasi çözüm için de önemli" şeklinde konuştu.

YAPICI ELEŞTİRİLERİ CİDDİYE ALIRIZ

Daha sonra söz alan Çavuşoğlu ise şu ifadeleri kullandı:

"Bugünkü toplantıda düşüncelerimizi samimi olarak paylaşma fırsatı bulduk. Bölgesel konularda AB ile görüşlerimizin örtüştüğünü söylemek isterim. AB'yi dünkü Suriye konferansı için kutlamak istiyorum. Ortaklık Konseyi toplantısında, Türkiye'nin müzakere sürecini ve mevcut durumu gözden geçirdik. Türkiye'nin katılım sürecine dair kararlılığını vurguladık. Türkiye, OHAL'in kaldırılmasını takiben reform gündemine geri döndü. Türkiye'nin normalleşmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde hükümetimiz gerekli adımları atıyor. Özellikle, yargı ve temel haklar alanlarına özel önem veriliyor. Burada da AB güvenli bir çıpa görevi üstlenmelidir. Türkiye, AB'den gelen yapıcı eleştirileri ciddiye alır. Ama çifte standart ve iki yüzlülüğü kabul etmemiz mümkün değil.

'YARGIYA MÜDAHALE EDİYORSUNUZ'

Yargı Türkiye'den bağımsızdır. İç hukuk yolu herkes için açıktır. Tüm yargı süreçleri de AİHM'e götürülebilir. Türkiye'de hukuk yolu işliyor. Tutukluluk süresi ve yargılama süresi gibi konular tüm Avrupa'nın gündemindedir. Türkiye'deki bir iddianameyle ilgili önyargılı yorum yapmanız, yargıya doğrudan müdahaledir. Belçika'da yargının PKK ile ilgili kararlarını ibretle izliyoruz. Bunu yargı bağımsızlığı olarak değerlendiriyorsunuz ama Türkiye'de bir şey olduğu zaman yargıya müdahale etmeye çalışıyorsunuz. Türkiye'nin tekrar reformcu kimliğine dönmesi, AB tarafından da görülmeli ve desteklenmelidir.

Burada ekonomik kriterlerle ilgili de neler yapabileceğimizi görüştük. 2019 yılında Romanya dönem başkanlığında, Türkiye-AB zirvesinin gerçekleştirilmesini önemli buluyoruz. Terörle mücadele her iki taraf için de önemlidir. Türkiye'nin güvenliği Avrupa'nın güvenliğinden ayrı tutulamaz. Avrupa Birliği'nin terör örgütleriyle mücadelemize destek vermesini bekliyoruz.

'BAZI ÜLKELER GÖÇMEN İSTEMİYOR'

Vize serbestisiyle ilgili 6 kriter kaldı. Bunlar üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye, göç yönetimi konusunda üzerine düşeni yerine getirmektedir. Bazı AB ülkelerinin, göçmen almak istemediklerini görüyoruz. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi her iki tarafın da yararınadır. Ama bazı ülkeler, Türkiye karşıtlığıyla buna engel olmaktadır. Türkiye-AB ne zaman mesafe kat etse, bazı ülkeler set koymaktadır.

IFA fonlarının kesilmesi ya da kesinti yapılması da, bize göre ciddi bir davranış değildir. Bu Türkiye ekonomisine zarar vermez ancak halkımız Avrupa Birliği'nin samimiyetini sorguluyor. Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararı kabul etmemiz mümkün değil, tavsiye niteliğinde olsa bile. Aşırı akımların kontrolüne giren AP'nin sağduyulu bir karar aldığını söylemek zor. Biz buradan ahde vefa ilkesi çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Türkiye ile imzalanan anlaşmalara herkesin sadık kalması gerektiğini belirtiyoruz. Bu anlamda bugünkü toplantı oldukça verimli oldu."