Zorlaşan şartlar?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Sıcak para kırılganlıkların yumuşak karnıdır. Doğrudan net yatırım girişleri, 2016 da bıçağın ucuyla kesildi. Küresel finans koşulları son gelişmelerden olumsuz etkileniyor. ABD yönetiminde muhafazakarların etkinliği artıyor. Trump’ın ekonomik tercihleri küreselleşmeyi kökünden sallıyor. ABD’nin faizleri artarken, Rusya ile Çin’in para birimlerini devalüe edilmesi, küresel dengeleri alt üst ediyor. ABD, Rusya ile Çin’deki bu süreçten oldukça rahatsızdır. Dünya ekonomisi kur savaşlarından ticaret savaşlarına doğru, bir uçtan uca savruluyor.


Kredi derecelendirme kuruluşları ve yabancı yatırımcılar Türkiye ile ilgili bir algı kayması yaşamaktadırlar. Küresel borçlanma maliyetleri yükselirken, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı artmaktadır, vadeleri kısalmaktadır.

Bilindiği üzere seçim dönemindeyiz. Kamu harcamalarında artışlar öne çıkmaktadır. Hükümet yılsonu için öngörülerinde bütçe açığını, GSYH’nın %1.9’ı olarak hesaplamaktadır. Resmin tamamına bakarsak, %2.5’ler düzeyinin altı hemen hemen olanaksızdır. Faiz dışı fazlanın eksi seviyesi, yılın genelinde etkin olacaktır. Mart bütçesinde gelirler 48.2 milyar TL, giderler 68.4 milyar TL, bütçe açığıysa 20,2 milyar TL düzeyindedir. 135 milyar TL’lik teşvik uygulamamız, tüm bunların arasına tam bir kamikaze dalışı yapıyor. Bu 135 milyar TL proje bazlı teşvik uygulaması, doğru uygulandığında önemli avantajlar içerir. Zamanlaması bütçeye riskler yüklese de, yöntemin kendisi denetim üstünlüğü içerir.En büyük sıkıntı bu teşvik yatırımlarının geri dönüşlerinin uzun erimli olmasıdır.

Büyüme öykümüz küresel arenadaki dişe dokunur yegane rekabet üstünlüğümüzdür. Oysa artan ikiz açıklarımızla sürdürülebilir büyümemiz, aynı fotoğraf karesine sığmakta zorlanır. Jeopolitik gerilimlere yakınlığımız, savunma harcamalarımız, seçim öncesi popülizm tercihimiz; 2018’i olduğu kadar, 2019’u da bütçe açığı açısından kırılganlaştırır. Diğer yanda tasarruf açığımıza rağmen, finanse etmek zorunda olduğumuz, dağ duran bir cari açığımız vardır.

Küresel finansmanda şartlar zorlaşmaktadır. Jeopolitik risklerde de paradoks artmaktadır. Bu arada da seçimlerimiz yaklaşmaktadır. Öyleyse tüm bu olası zorlukları aşmanın iki alternatif çözümü vardır; ya bu zorlukları değiştirmek ya da bunların çözümüne yönelik kendimizi…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar