Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

6 devlet tek millet

"Biz iki ayrı devlet olsak da aynı milletin evlatlarıyız. İki devlet tek milletiz.
Bugünden itibaren bu sözü genişletiyoruz ve 6 devlet, tek milletiz.
Azerbaycan'ı olduğu gibi, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ı da kendimizden ayrı görmedik, görmüyoruz." Geride bıraktığımız hafta Azerbaycan'da 7. Türk Konseyi Zirvesi'nde Başkan Erdoğan'ın bu sözlerinin açılımı;
"Hepimiz aynı dili konuşan, aynı dine inanan, tarihi bir, kültürü ve medeniyeti bir 300 milyonluk çok büyük bir aileyiz" idi. Önümüzdeki yıl Türkiye'nin ev sahipliğini yapacağı zirvenin bu yılki zamanlaması ve burada alınan ve açıklanan kararlar Türkiye açısından öyle önemli ki. Hem nitelik hem nicelik açısından öneminden söz ediyorum. Türkiye, sınırlarında kurulmak istenilen terör devletine karşı yürüttüğü beka mücadelesinde, sınır ötesi operasyonlar dahil sahada ve masada her tür diplomatik mücadelesini sürdürüyor. Ne NATO'vari askeri oluşumlar, ne sözde barışı savunan BM gibi artık anlamını ve varlık sebebini çoktan yitirmiş sivil kurullar, ne batıda AB, ne doğuda Arap Birliği ne de herhangi bir kurul Türkiye'ye bırakın bu mücadelesinde destek çıkmayı, tam tersine zorda bırakmayı hedeflediği bir süreçte;
Türk dünyasını temsil eden 6 ülkenin bulunduğu birlik; çok güçlü bir şekilde Türkiye'nin bu haklı mücadelesinde yanında olduklarını haykırdı.
Terörle mücadele ediyoruz diye ambargodan ekonomik yaptırıma kadar bütün dünyanın tehditle üstümüze geldiği şu zamanda, bir dost sesi, bir dost sözü , desteği öyle iyi geldi ki bize...
300 milyon nüfus, bir buçuk trilyon dolarlık Türk Birliği'nin bir ve beraber olmasının önemi; sadece ekonomik ya da popülasyon açısından değer taşımıyor.
Eğer bugün küresel güçlerin, keyfi ve kendi çıkarlarına olan düzeni devam ettirmek uğruna uluslararası kurulları kendi pozisyonlarına alet ediyor ise, bunun tek panzehiri var; alternatif oluşturmak. Bu da; birlik olmaktan, alternatif oluşturmaktan geçiyor. Bu yönde en güçlü birlik de;
Türk devletlerinin birlik olmasıyla oluşacaktır.
Yaşadığımız dönem, tarihi kırılma noktalarından birini yaşıyor kuşkusuz.
Doğu ve Batı arasında çok boyutlu bir dünya şekillenirken kardeş Türk devletleri arasındaki uyum ve işbirliğinin varacağı boyut hem ülkelerin kendi büyüklüğünü hem bölgelerindeki liderliklerini hem de dünyanın gidişatına yön verme noktasında belirleyici olmalarının da önünü açacaktır. Millet olarak gururla taşıdığımız tarihimiz sadece Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Orta Doğu ve kısmen Avrupa'ya değil, dünyanın genelinde Türkiye'nin konumunu da, etkisini de etkinliğini de büyük ölçüde ortaya çıkaracaktır.
Sözün özü; Arap Birliği'ne de, AB'ye de, diğer birliklerin topuna da verilecek cevap; Türk Birliği'nden geçer. Hiçbir yere sırtımızı dönmeden ama birbirimize sırtımızı dayayarak, dünyanın çok kutuplu halini ancak Türk Birliği dengeler.
Dinlerin, kültürlerin kesişme noktası Şam'ı bilmeden, İskenderiye'yi, Kudüs'ü bilmeden, ne bugün yaşananları anlayabiliriz ne de tarihi doğru okuyabiliriz.
Bugün Suriye'de yaşananlar; emperyallerin tarihsel hesaplaşmasından başka bir şey değil. Kaderimizin, kökümüzün bir olduğu, beraber olduğu Türk Birliği AB'ye de, Arap Birliği'ne de Atlantik İttifakı'na da en güzel cevap olmuştur. Ne demişler; "Dost iyi günde çağrıldığında, kötü günde çağrılmadan gelendir" Hoş geldiniz dostlar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA