Ekonomi 'Yem, ‘kur’a değil üretime bağlanmalı'

'Yem, ‘kur’a değil üretime bağlanmalı'

29.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Yem hammaddeleri büyük oranda ithal edilirken, 50 kiloluk yem çuvalının fiyatı geçtiğimiz haftalarda sık sık zamlandı. Kurdaki gevşemeyle ise 5-10 lira arasında indirim yapıldı. Üreticinin en büyük maliyet kalemi olan yemde; kaba yem kullanımının artırılması için üretim seferberliği istenirken, 3-5 yılda sorunun temelden çözülebileceği belirtiliyor

Yem, ‘kur’a değil üretime bağlanmalı

Hayvansal üretimde toplam maliyetlerin ortalama yüzde 60’ını oluşturan yem fiyatlarındaki artış son iki haftadır durdu. Hammaddeleri büyük oranda ithal edilen kesif yemde geçen aylarda kur fiyatının ani yükselişiyle bazı haftalarda 2-3 kere zam yapıldığını anlatan üreticiler, 50 kiloluk yem çuvalının 100-125 lira arasında satıldığını hatırlattı. Kurdaki gevşemeyle birlikte iki haftada 5-10 lira arasında indirim yapıldığı belirtildi. Döviz kuru yanı sıra pandemi nedeniyle ülkelerin toplu tedarikleri ise dünyada buğday, soya, mısır, arpa gibi ürünlerde yüksek fiyat oluşturuyor. Kaba yem kullanımının artırılması için çağrı yapan üreticiler, yem bitkileri üretiminde bir ‘seferberlik’le sorunun kökten çözülebileceğini vurguluyor.

Haberin Devamı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nin eylül ayı verilerine göre, alt gruplar itibarıyla, bir önceki yılın aynı ayına göre en fazla artış yaşanan kalemlerden biri yüzde 15.08 ile hayvan yemi oldu.

TOBB’un gündeminde

Geçen hafta düzenlenen, TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda tarım ve hayvancılık sektör meclislerinin gündemlerinin başında üreticinin artan maliyetleri yer aldı. 81 ilden oda ve borsa başkanlarının katıldığı toplantıda, yem fiyatlarına özellikle dikkat çekildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret Borsaları Konseyi Başkanı Hüseyin Çevik, “Sorunları günlük ve yapısal olarak çözmek ayrı şeyler. Maliyet artışının kurlara bağlı kalmaması, içeride kendimize yetip hatta fazlasını ihracata konu edecek şekilde güç kazanmak için yapısal sorunlara odaklanmalıyız. Çiftçiye destek, ekilmeyen arazilerin üretime kazandırılması, altyapı olarak su varlıklarının ortaya çıkarılması, kırsaldaki insanları üretimde tutacak politikalar, altyapı gelişmişliği sağlanması gibi 30-40 yıllık planlamaları hazırlamalıyız” dedi.

Haberin Devamı

Kaba yemin önemi

Çevik, Türkiye’de yıllık 25 milyon kesif yem yani sanayi yemi tüketimine karşılık 8-12 milyon ton arasında kaba yem tüketimi olduğunu dile getirdi. Çevik, “Gelişmiş ülkelerde bir birim kesif yeme karşılık üç birim kaba yem kullanılıyor. Yani bitkisel üretimleri tercih ediyor. Dünyada yem fiyatları artınca içeride alım gücü düşüyor. Yem sanayiine yükleniyoruz ama yem sanayii kapasite kullanım oranı yüzde 52. Bu oranla manipülasyon yapabilir mi? Piyasa zaten kendini regüle eder. Onlara da suçu atmamak lazım” dedi.

‘Arazilere yem bitkileri ekilsin’

Türkiye’nin soya ithalatı yıllık 3 milyon tonu aşıyor. Üretim 150 bin ton seviyesinde oluyor. Uzmanlar, alternatif ürünlerin üretimi ve kaba yem ihtiyacına yönelik üretimin artırılmasını öneriyor. Yonca, saman ithalatı bile yapıldığını anlatan Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, arazilerin bir kısmının yem bitkileri üretimine ayrılmasını önerdi. Bu alanlardaki üretimin hem teşvik edilip, hem de birlikler yoluyla denetlenebileceğini anlatan Tunç, aksi durumda döviz kuruna bağlı fiyat artışlarıyla besicinin giderek üretimden uzaklaşacağını vurguladı.

Tunç, “Kurları bahane edip her hafta iki üç kere zam yapan yem üreticileri var. Bu kadar zamma karşılık, kur düşünce ise 5 lira fiyat düşürdüler. Kur çıktığı zaman fiyat artışı normalse, düştüğü zaman da aynı oranda indirim olmalı. En büyük girdi maliyetimiz yem. Besici bu sene ciddi zarar ediyor. Yemde dışa bağımlılığı yok etmek için alternatif yem bitkilerini üretmekten başka çaremiz yok” diye konuştu.