26 Haziran “Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” sebebiyle Antalya Kamu Hastaneleri Birliği’ne bağlı Finike Devlet Hastanesi Psikoloğu Özgür Ermiş madde bağımlılığı ile ilgili bilgilendirici bir açıklamada bulundu.


Dünyada madde kullanım oranında büyük bir artış görülmesi üzerine 26 Haziran tarihi bu konuda bir farkındalık yaratmak amacıyla “Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” olarak belirlenmiştir diyen Psikolog Özgür Ermiş konuşmasına şöyle devam etti; “ Dünyada olduğu gibi ülkemizde de madde kullanımında büyük bir artış görülmektedir. Bununla birlikte madde kullanımı ve maddeye başlangıç yaşı da giderek düşmektedir. Sigara, alkol, uyuşturucu maddeler, yapıştırıcı ve sentetik maddelerin kullanımı maalesef gençler arasında artış göstermektedir. Merak duygusu, sosyal kabul edilebilirlik, sosyal ortam baskısı, olumsuz ailevi iletişim gibi sebepler gençleri bu madde kullanımına itebilmektedir” dedi. 


Madde kullanımı sonu ölüme varabilecek sonuçlar doğurabilmektedir diyen Özgür Ermiş; “ öyle ki son zamanlarda ülkemizde madde kullanımı sebebiyle çok sayıda gencimiz hayatını kaybetmekte veya kişide kalıcı hayati hasarlar oluşmaktadır” dedi.

Madde Kullanımı Kişiyi Fiziksel, Psikolojik ve Sosyal Açıdan Olumsuz Etkiliyor
Madde bağımlılığı sonucunda kalıcı beyin hasarları, konuşma bozuklukları, kas ve sinir sistemi bozuklukları ve bunların yanında çok sayıda fizyolojik ve psikolojik bozuklukların görülmesi kaçınılmaz hale gelmektedir diyen Özgür Ermiş; bu tür bedensel ve psikolojik bozukluklara ek

olarak ailevi, sosyal, mesleki veya eğitimsel aksaklıklar da bireylerin hayatlarını olumsuz yönde etkilemektedir diye konuştu.

Aile İçi İletişim Çok Önemli 
Özellikle ergen ve genç yetişkin olarak tabir edilen yaş aralığındaki bireylerin madde kullanımı ve bağımlılığında risk grubu içerisinde yer aldığını vurgulayan Özgür Ermiş; “Bu grubu madde kullanımından uzak tutabilecek en önemli faktör de aile tutum ve ilişkileridir. Burada yapılacak olan ne çocukların yaşantısını her yönden kısıtlayarak üzerlerinde baskı kurmak ne de “ne istiyorsa yapıyoruz” diyerek çocuklarının egemenliği altına girmektir. Çocuklarla dengeli bir iletişim kurulmalı ve bu da küçük yaşlardan başlayarak devam etmelidir. Hangi konunun neden, niçin, ne zamana kadar serbest ya da kısıtlı olduğu belirlenmiş olmalıdır. Çocukların maddeyi keşfetmesine izin vermeden onun gerçek yeteneklerinin keşfedilmesi gerekmektedir. Çocukların yetenek ve yaşantısına uygun olabilecek aktiviteler, hobiler, zevkler belirlenmeli ve bu konuda karşılıklı bir iletişim içerisinde her iki tarafı da memnun edici bir şekilde çaba gösterilmelidir” dedi.

Çocuklar Ailedeki Bireyleri Rol Model Alır 
Çocuklar model alma davranışını çok fazla kullanmakta olup; ailede madde ile ilgili bir öykünün varlığı çocuklarda buna karşı bir yatkınlık oluşturabilir diyen Özgür Ermiş; “Sigara içen bir aile ferdinin sigaraya başlayan çocuğuna karşı aşırı bir baskı oluşturarak bıraktırmaya çalışması çocuk için çok gerçekçi bir istek olmayacaktır” dedi. Özgür Ermiş son olarak “Madde bağımlılığından korunmanın ve uzak kalmanın en önemli yolu hiç başlamamaktır. Çünkü ilk kullanım diğer süreçlerin önünü açan bir adımdır. Madde kullanımına başlamış ve bu durumdan kurtulmak isteyen ancak kendi çabaları yetersiz kalan aile ve bireyler olabilir. Eğer böyle bir durumda olup ta yardım, destek ve yönlendirme konusunda yardım almak isteyen bireyler varsa Finike Devlet Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine başvurabilirler” dedi.Ali Karataç-Finike