11 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

22 Nisan Dünya Günü: Çevresel ve iklimsel okuryazarlık

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

1969’da düzenlenen UNESCO dünya konferansında gündeme gelen ve ilk kez 22 Nisan 1970’de kutlanan bir gündür Dünya Günü. Bu özel günün bir düşünce olarak önerilmesinin altında dünyamızın karşı karşıya olduğu tehditlerin gündeme getirilerek dikkat çekilmesi yatmaktaydı. Günümüzde bu günün kutlanmasına ilişkin organizasyon 193’ten fazla ülkede Dünya Günü Ağı (Earth Day Network) tarafından yürütülmektedir (www.earthday.org).

2015’de Paris İklim Değişikliği Konferansı’nda üzerinde uzlaşı sağlanılan Paris İklim Anlaşması’na 22 Nisan 2016 Dünya Günü’nde, aralarında ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin de bulunduğu birçok ülke imza atarak anlaşmanın yürürlüğe girmesi sağlanmış oldu. Türkiye henüz bu anlaşmayı ulusal meclisinde bir yasa ile onaylama işlemini yapmış değil.

Paris İklim Anlaşması’na göre küresel ısınmadaki artışın 2 (Celsius) derecenin altına düşmesi hedefleniyor, tercihen de 1.5 (Celsius) derecenin altına.

KIRILGAN 48 ÜLKE

Ancak Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (HİDP=IPCC), sözleşmeye imza atan ülkelerin Niyet Edilen Ulusal Katkı (NEUK-İngilizce INDC) Planları’ndan yararlanarak hazırladığı modele ilişkin raporda, 2.7 (Celsius) derece ile 3.7 (Celsius) derece arasında bir küresel ısınma olacağı belirtiliyor. Örneğin, 2 derecenin altına düşülmesi için Türkiye’nin NEUK’unu ikiye, üçe katlaması gerektiği belirtiliyor. İmzalayan ülkelerin hedefe ulaşmak için her 5 yılda bir hesap vermeleri de kararlaştırılmış. Paris sözleşmesini bir son değil de, yeni bir başlangıç olarak yorumlamak çok da yanlış gözükmüyor.

Daha sonra Kasım 2016’da Marakeş’te bir iklim zirvesi COP 22 yapıldı. Kurallar kitabı ve diğer sürece ait kararlar ise 2017 ve 2018 yıllarına dağıtılarak takvime bağlandı. Marakeş toplantısının bir diğer çıktısı da, ülkelerin birbirlerine iklim mücadelesi konusunda destek olmak üzere sayısız koalisyonun kurulmasına olanak sundu. Örneğin bunlardan biri de kırılgan ülkeler forumu. İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek 48 ülke finansman argümanlarını bir yana bırakıp 2050 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçiş taahhüdünde bulundular. COP 22, Türkiye’nin katılımı açısından sönük geçti. Paris Anlaşması’nı henüz onaylamaması yanında, kurulan sayısız işbirliklerinde yer almadı, iklim finansmanına erişim isteğini dile getirmekle yetindi.

Türkiye olarak 2016 yılı için yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde de son sıralardayız! COP 22, iklim değişikliği ile mücadelede rol alan sivil toplum, belediyeler, ülkeler, iş dünyası ve bireylerin net bir beyanı ile sonlandı. Umuyor ve talep ediyoruz! Bu arada Trump’ın ilk bütçe teklifinde iklim değişikliğine yönelik bütçede kesintiler olacağa benziyor, zaten teklifin başlığı “Önce Amerika”!

MEVSİMLER OLMAZSA...

22 Nisan 2017 Dünya Günü için ana temayı Çevresel ve İklimsel Okuryazarlık olarak belirlemiş Dünya Günü Ağı.

Bu işe iktisat kökenli sosyoloji Profesörü John Bellamy Foster’ı okuyarak başlamanızı öneririm. Kimi kitapları (Savunmasız Gezegen, Marksist Ekoloji, Her Çevrecinin Kapitalizm Hakkında Bilmesi Gerekenler) dilimize çevrildi. Ayrıca Monthly Review dergisinin her sayısında yazıları vardır. Örnekse, Kasım 2015 sayısındaki yazısının başlığı şöyle: ‘Sistem değişikliği, iklim değişikliği değil’.

Beri yandan iklim değişikliğinin kendisinin de bir ticaret endüstrisi haline geldiğini söyleyebiliriz (kirletme hakkının alınıp satıldığı borsaların kurulması vb.). Bu konuda Mike Hulme’un ‘İklim Değişikliği Konusunda Neden Anlaşamıyoruz?’ adlı kitabı da yenilerde dilimize çevrildi.

Beri yandan Nuran Talu’nun Türkiye’de İklim Değişikliği Siyaseti kitabı ise konuya Türkiye’ye özel bir bakış için yararlı bir yapıt.

TÜSİAD’ın da İklim Değişikliği ile ilgili bilgi notu vb. yayınları var ve web sitesinden ulaşılabiliyor.

Sonsöz: İtalyan besteci Antonio Vivaldi’nin keman için bestelediği dört konçertodan oluşan bir yapıtı vardır, adı Dört Mevsim. Yapıtı dinlediğinizde duyumsadığınız mevsimleri artık yaşamadığımızı düşüneceksiniz. Sonra da düşününüz, bireyler, halk ve devlet olarak ne yapmalıyız?