1915 olaylarının 100. yıldönümü yaklaşırken dünyada ülkemiz aleyhine açıklamalar da gelmeye başladı.Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco’nun,din adamı kimliğini bir tarafa bırakıp,tribünlere oynamak için, 1915 olaylarında ölenleri anmak için Vatikan’da düzenlediği ayinde, 20’nci yüzyılın ilk soykırım kurbanlarının Ermeni toplumu olduğunu söylemesi,ülkemizde ve tarihi iyi bilen dünya kamuoyunda da büyük tepkiye yol açtı.Papanın bu söylemi,bilinçli olarak söylenmiş sözlerdir.Avrupalı Hıristiyanların yaptıkları soykırımı gizlemek,gündemden düşürmek ve Avrupa’da yükselen İslam’ın yükselişini engellemek için özenle seçilmiş ‘soykırım’ sözünü kullanmıştır. Soykırım Birleşmiş Milletlere göre bir grubun diğer bir grubu kasten ortadan kaldırmak istemesidir. Mesela Almanlar yahudileri , Fransızlar Cezayirlileri , İspanyollar Aztekleri aynen bu şekilde ortadan kaldırmayı istemişlerdir.Yakın zamanda Sırpların Bosna’da yapmak istediği de soykırımdır.İsrail’in Filistin’de uyguladığı katliam da soykırım içindir.Bu olaylar ışığında baktığımızda,Osmanlı ve Ermeniler arasındaki meseleye soykırım demek cahilliğin ta kendisi olur.Papa da bu cahilliğe düşmüştür,arkadan başkaları da bu kervana muhtemelen katılacaktır. Peki,Türkler soykırım yapmış mıdır?Tarih boyunca Romalılar,Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu’nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu’ya girişlerinden sonra Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici anlayış ve inancından yararlanmışlardır. Bu ilişkilerin gelişme ve doruğa ulaşma çağı olan 19. Yüzyıl sonlarına kadar süren devir, “Ermenilerin altın çağı” olmuştur. Osmanlı devletinin çalışan, liyakatli, dürüst ve becerili her vatandaşına sağladığı imkanlardan gayr-i müslimler içinde en çok faydalananlar Ermeniler olmuştur. Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişler ve devlete bağlı, milletle kaynaşmış ve anlaşmış olduklarından dolayı “millet-i sadıka” olarak kabul edilmişlerdir.Şimdi soykırım gerçekleştirmek isteyenler Ermenilere dışişleri bakanlığı görevi verebilirler mi? Aklı olan söylesin. Zaten düşünülürse Osmanlı soykırım gerçekleştirmek istese bugün Avrupa, Asya ve Afrika’da büyük çoğunluk Türkçe konuşur ve müslüman olurdu. Daha sonra Avrupalı Emperyalist güçlerce teşkilatlandırılarak üzerimize kışkırtılmışlardır.İlk isyan 1890’da Erzurum’da gerçekleşti. Bunu, yine aynı yıl meydana gelen Kumkapı gösterisi, 1892-93’te Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olayları, 1894’te Sasun isyanı, Babıali gösterisi ve Zeytun isyanı, 1896’da Van isyanı ve Osmanlı Bankası’nın işgali, 1903’te ikinci Sasun isyanı, 1905’te Sultan Abdülhamid’e suikast girişimi ve nihayet 1909’da gerçekleşen Adana isyanı izlemiştir. 1906-1922 yılları arasında Anadolu’da ve Kafkaslar’da, 517.955  Türk, Ermeniler tarafından katledilmiştir. Sayısı tespit edilemeyenlerle birlikte bu rakam 2 milyonu bulmaktadır. Birinci Cihan Harbi sırasında Osmanlı Çanakkale’de ölüm kalım mücadelesi verirken Ermeniler Osmanlıyı arkadan vurmuş ve köyleri basarak mezalim gerçekleştirmişlerdir.İsyanların Osmanlı kuvvetlerince bastırılması, dünya kamuoyuna propaganda maksatlı olarak “Müslümanlar Hıristiyanları katlediyor” mesajıyla yansıtılmış ve Ermeni sorunu giderek daha geniş çapta bir uluslar arası sorun niteliğine büründürülmüştür. Önlem olarak Osmanlı Devleti Ermenilerin bir kısmını tehcire (göçe) tabi tutmuştur.Her şeyden önce, yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır. Katolik ve Protestan mezhebinde bulunan Ermenilerin yanı sıra, Osmanlı ordusunda subay ve sıhhiye sınıflarında hizmet gören Ermeniler ile Osmanlı Bankası şubelerinde ve bazı konsolosluklarda çalışan Ermeniler devlete sadık kaldıkları sürece göçe tabi tutulmamışlardır. Öte yandan, hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da sevke tabi tutulmamış, yetimhaneler ve köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devletçe, Göçmen Ödeneği’nden karşılanmıştır. Bu arada, tarihi kaynakları incelediğimizde,Ermenilerin sıkça dile getirdiği gibi yer değiştirme sırasında 1.5 milyon Ermeni ölmemiştir. Gerek Osmanlı ve Ermeni, gerekse yabancılara ait istatistikler, I. Dünya Savaşı döneminde Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin nüfusunun en fazla 1.250.000 civarında olduğunu göstermektedir. Göç eden Ermeni sayısı 390.000 ,yerine ulaşan Ermeni sayısı 360.000 dir. Yani 30.000 kişi salgın hastalık ve kış şartlarından hayatını kaybetmiştir. Kaldı ki bu göç olayını ilk gerçekleştiren Osmanlı da değildi. Ve gerçekleştirilen en başarılı göç hareketlerindendir. Yakın zamana kadar Ruslar Orta Asya’da ve Kırım’da bu tehcir işini eline yüzüne bulaştırmış, binlerce Türk’ün ölümüne sebep olmuşlardır. Ermenilerin yer değiştirilmeleri, onları imha etmek değil, devlet güvenliğini sağlamak, onları korumak amacını gütmüştür ve dünyanın en başarılı yer değiştirme uygulamasıdır. Şayet, Osmanlı Devleti Ermeni tebaasından kurtulmak isteseydi; bunu asimilasyon yoluyla veya savaşı gerekçe göstererek rahatlıkla halledebilirdi. Tarih belgelerle konuşulur. Daha arşivini bile açmaktan korkan Ermeniler’le bu meseleyi tartışmak bile abesle iştigalden başka birşey değildir.Biz Türkiye olarak bu konuda oldukça cesuruz.Olayın tarihçiler tarafından tüm arşivlerin incelenerek aydınlatılmasını savunduğumuz halde, Ermenistan bu öneriye yanaşmıyor. Siyasi gerekçelerle kullanılan iddialarla, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmayı amaçlıyor. Sonuç olarak;Türkler Ermenilere soykırım yapmamıştır,sadece tehcir (göç )uygulamıştır ve bu tehcir esnasında salgın hastalıktan,ağır kış şartlarından dolayı hayatını kaybedenler olmuştur.Özellikle Ermeniler ve onları soykırım söyleminde destekleyenler,önce bir Ermenilerin  Karabağ Savaşı sırasında,26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesindeki Hocalı kasabasında yaptıkları soykırıma baksınlar.Kasabanın tüm ahalisini bir günde öldürüyorlar.Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü de, Hocalı Katliamı’nı Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.Azerbaycan  Parlamentosu da 1994 yılında, Hocalı’da yaşanan katliamın “soykırım” olduğunu ilan etti.Bütün bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki,Ermenilerin yaptığı soykırım, bugün oldu Ermeni soykırımı.Soykırım yapan biri varsa bunlar; Ermeniler ve Avrupalı abileridir.Ermeniler derken tabii ki bütün Ermeni vatandaşları kastetmiyorum.Sağduyu sahibi,olaylara objektif bakabilen ,ülkemizdeki Ermeni vatandaşlarımız da,Türkler Ermenilere soykırım yaptı söylemini kabul etmiyorlar,bunun bir propaganda amacı olarak kullanıldığını,Demokles’in kılıcı gibi Türkiye üzerinde sallandırılmak istendiğini ifade ediyorlar.. Yazımı geçtiğimiz yıllarda katledilen,Ermeni vatandaşımız Hrant Dink’in sözleriyle tamamlayayım:’’ Ermenilere ve Diasporaya sesleniyorum:Ben Anadoluluyum;Dünyanın,Ermeni soykırımı var demesi umrumda değil’’. Lokman ÖZKUL Yorum ve görüşleriniz için:[email protected]özkul/facebook.com