19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ ve ANILAR

Sakarya Meydan Savaşı’ndan sonra 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal’e mareşal rütbesiyle birlikte Gazi unvanı verilmesi, her yılın 19 Eylül günü ülkemizde Gaziler günü olarak belirlenmiştir.

Gazi kelimesi, sözlükte hücum etmek, savaşmak anlamına gelirken, ülkemizin hücuma uğraması halinde mücadelede yer alan, gazâ ruhu ile hareket etmek Gaziliği getirmektedir. Kültürümüzde Gazilik derin izler bırakmış, sadece unvan olarak kalmamış derin saygı, hürmet, şefkat, onur gibi olgularlaanlamlanmıştır. Vatan Millet Bayrak uğruna can, kan veren şeref içindedir. Ölmekten korkarak vatan savunmasında kaçmak şehitlik mertebesinden kaçmak gaflettir. Vatan Millet Bayrak uğruna gazaya niyet ederek, kan vermek her iki cihanda onur gurur demek.Ogün o vakit o an bir ömre bedeldir vakit şehadet vakti, gaza gazilik vaktidir. Bu fedakârlığı şehitlerimiz ve gazilerimiz yapmıştır. Aydınlık yarınlarımız, güvenli geleceğimiz için can ve kan vermişlerdir. Malazgirtten, Çanakkaleden, Sakaryadan, Asala, PKK ve Fetö terör örgütüne gelene kadar nice canlar kanlar bu vatan topraklarına düşerek, kanlarıyla sulayarak bu toprağı yoğurmuşlar bu hamurdan birlik beraberlik merhamet hoşgörü eseri meydana gelmiştir. Bu vatan bayrak bizim ilkesi inşa edilmiştir.

İstiklal Marşımızda Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi;

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyâdacüdâ.

Evet bu vatan topraklarını sıksak her karşından dağından tepesinden ırmağından denizinden şehit fışkıracak, böyle bir vatan; ana, baba, bayrak demek, birlik, beraberlik, saygı, onur, merhamet, yardımlaşma demek. Allah böyle bir vatandan bizleri mahrum etmesin.

Devletimiz Şehit yakınlarına ve Gazilerimize sosyal ve özlük hakları konusunda imkanları ölçüsünde her türlü yardım ve desteği sağlamakta. Devletimize minnettarız. Vatan, Millet, Bayrak için gene can ve kan vermekten çekinmeyiz hem de koşarak belki bunda şehadet nasip olur.Bu nedenle Gazi onurludur, hayatında saygınlığına helal getirmez, polemikten uzak durup, temsilinde saygın, mütevazi ölçülüdür. (Burada amacım öz eleştiri)

Kahraman Gazilerimizin hayatlarında önemli kesitler vardır, anı, hatıra, anı diyelim, hiçbir zaman unutamadıkları. Vatan, Millet, Bayrak olan anı, hatıraların önemi sürekli hafızalarda yer etmesi ve bunların dile getirilmesi bizlerin hep uyanık olmamıza vesile olacaktır.

Kurtuluş Savaşı bir Gazinin anısından;

1915-1923 yılları arasında İstiklal Savaşı’nın çeşitli cephelerinde savaşan Mülazım Ömer Lütfü

Düşman hemen siperlerimizi işgal etti. 1500 metre geride bir tarla içerisinde mevzi aldık ve müdafaada kaldık. Ve fakat her iki taraf şiddetli zayiat verdi. O gün akşama kadar susuz olarak tarla içerisinde meydanda kaldık. Kimse başını kaldırmadan akşam oldu. Başını kaldıran hemen gidiyordu. Akşam karanlığında tabur içtima ederek tekmilde bölükten 24 mecruh, 2 esir, 3 kayıp,5şehitolduğuanlaşıldı...”

Bir Kıbrıs Gazisi ise şöyle demiştir;

Oğluma:

Silah, barışta bela,

Savaşta en büyük dostundur.

Terör Gazisinin anısından;

Teröristler gece yola mayın döşemişler. Mayına basmıştık ve patladı. O an ölümün geldiğini anladım. Gözlerimi saatler sonra açtığımda kalkıp askerlerime bakayım dedim belim parçalanmıştı kalkamadım. Başı çevireyim dedim boynum kırılmıştı. Ağzımdan burnumdan kan geliyordu. Askerlerime baktım. Komutan geldi komutanım 'askerlerim' dedim. Komutan 'yaşıyor' dedi. Ama telsizden gelen seste, askerlerimin ikisinin param parça olduğunu öğrendim. Sonra beni tedavi için GATA'ya getirdiler. Tam 11 yıl oldu o gün bugündür tekerlekli sandalyeye mahkumum. GATA'da koridorda gezerken odalara baktım. Kimi askerin bacağı, kimi askerin kolu kimi askerin gözü yok."

15 Temmuz Gazisinin anısından;

Gazi Hastanesi’nde de Derya Öğretmen Derya Ovacıklı, 15 Temmuz gecesini şöyle anlatıyor: saat 21.30 civarında normalde eğitim uçuşu yapan F-16’ların Kazan semalarına değil de, Ankara’nın merkezine doğru uçtuğunu gördük. Sonra da ışıklarını kapatarak uçmaya başladılar. Aynı zamanda çok fazla sorti yapıyorlardı. Darbe olabileceğini anlamadım, ne yazık ki İstanbul’da köprünün kapatıldığı haberini gördük. İnanın ki, o anda yaşadıklarımızı anlatamam. Sayın Cumhurbaşkanımız televizyonlara çıkıp, bizleri meydanlara çağırınca da eşimle birlikte hazırlanmaya başladık. Oğluma ‘gidiyoruz’ dedim, o da ‘anne bekle ben de geliyorum’ dedi.

Tüm Şehitlerimizi, ebediyete intikal etmiş Gazilerimizi rahmetle anıyorum, Gazilerimizin 19 Eylül Gaziler gününü tebrik ederken aileleri ile birlikte sağlıklı huzurlu bir ömür diliyorum.

İhsan BİÇKİN

18.09.2021