1 Haziran Küresel Ebeveynler Günü

Ailenin uluslararası düzlemde artan önemine dayalı olarak 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1994’ü Uluslararası Aile Yılı olarak kabul ve ilan etmişti. 1993’de de 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü olarak kabul edilmişti. 2012 yılında ise bir değişiklik oldu ve 1 Haziran Küresel Ebeveynler Günü (KEG) olarak kabul edildi.

KEG’İN AMACI VE İŞLEVİ

KEG’in BM tarafından düşünülmüş olan amacı, ailenin çocukların beslenmesinde ve korunmasında birinci dereceden sorumluluğu olduğu yaklaşımından hareketle çocukların yetişmesinde ebeveynlerin (anaların ve babaların) kritik rolünü vurgulamak olarak belirtilmiştir. Çocukların kişiliğinin tam olarak ve uyumlu gelişimi için onların mutluluk, sevgi ve anlayış dolu bir aile ortamında büyümesi gerekir.

Yine BM’in belirttiği üzere, 2012 yılında kabul ve ilan edilen KEG bu bağlamda bütün ebeveynlerin “çocuklarına özverili bağlılıklarını ve bu ilişkiyi beslemek konusunda yaşam boyu yaptıkları fedakârlıklarını” takdir etmek konusunda bir olanak sağlamaktadır.

EBEVEYNLER, ZEHİRLENEN ÇOCUKLUK VE SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM

Ebeveynliğin tüm dünyada etkinliği açısından zehirlenen çocukluk ve toksik çocukluk sendromu kavramlarının öğrenilmesi gerekiyor. Bu durum esas itibariyle üç boyutta gerçekleşiyor: ekonomik, sosyal ve ekolojik, eşdeyişle sürdürülebilir gelişmenin her üç boyutunda. Problemin üstesinden gelmenin tek yolu ise ebeveynliğin yol ve yordamlarının 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) odaklandırılması olarak gözükmektedir. 17 SKA için ağiçinde çok sayıda kaynak mevcuttur. Ayrıca bkz. 17 Eylül 2018 tarihli Aydınlık’taki yazım.

2020 KEG GÜNDEMİ: KOVID-19 ETKİLERİNE KARŞI KORUNMA

BM bu yılki KEG’in gündemini Kovid-19 küresel salgınına karşı toplumun temeli ve ailenin çıpası olarak ebeveynlerin ve onların sorumluluğundaki çocukların korunmasını ve de işsel sorumluluklarının sürdürebilirliğini tema olarak seçmiş. BM’e göre ebeveynlerin desteği olmaksızın, çocukların sağlığı, eğitimi ve duygusal iyilik hali risk altına girer. Bu kapsamda şirketler ve örgütler aile dostu işyeri politikaları ve uygulamalarına yönelirlerse çalışanlarına çocuklarının sağlık ve iyilik halini sağlamada daha iyi ve dizgesel destek sağlamış olurlar.

Kovid-19’un gelişimi sürecinde Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Uluslararası Çalışma Örgütü ve BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi (UN Women) aile dostu uygulamalar ve diğer iyi iş uygulamaları konusunda ortak bir yayın olarak bir teknik not hazırlamışlar. Bu teknik not çocuklara olacak olumsuz etkilerin enazlanması için çalışan aileleri desteklemek için nelerin esas olduğunu göstermekte ve açıklamaktadır. (Bu teknik nota ulaşmak için dipnotta verilen ağiçi bulunağına tıklayın. Kaynak UN Women’ın örütbağında yer alıyor).

Bu hazırlanan bilgilendirici kitapçıkta yer alan hususlardan çok kısaca yedi başlığı alıntılayalım:

Ailelerin gereksinimlerine göre ücret yitimine yol açmadan esnek iş koşullarının hazırlanması / Çalışanlara Kovid-19 önlemlerine uygun çocuk bakım olanaklarının sunulması / Çalışanların Kovid-19 kapsamında mesleksel güvenlik ve sağlık risklerine karşı koruyucu önlemler alınması / Eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının yapılması / Kovid-19 belirtileri (öksürük, nefes ve ateş vb.) görüldüğünde uygun sağlık bakımı sağlanması / Kovid-19 salgını süresince çalışanların (işsiz kalma korkusu vb.) çeşitli etkenlerle maruz kalacakları stresten korunması / Sosyal koruma önlemleri için kamu organlarının desteklenmesi.

SONSÖZ

Bizim iş dünyamız da espritüel yaratıcılıklar üretiyor elbette: MÜSİAD’ın Üretim Üsleri (çalışma kampı mı desek?), MESS’in MESS-SAFE elektronik kelepçe uygulaması. Gülsek mi ağlasak mı bu güldürüsel-ağlatısal (trajikomik) yeni kölelik projelerine?

Dipnot: https://www.unwomen.org örütbağında yer alan “family-friendly-policies-and-other-good-workplace-practices-in-the-context-of-covid-19” adlı çalışma.