19 Ocak 2018 02:22
Son Güncellenme Tarihi: 19 Ocak 2018 15:26

115 hamile çocuk! Bu utanç tablosunu yaratanlar yargılansın

Küçükçekmece'deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelen 115 hamile çocuk vakasının üstünün örtülmesine tepki yağdı.

Paylaş

İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sadece 5 ayda yaşları 18’in altında 115 hamile çocuğun başvurduğu, ancak herhangi bir adli bildirimde bulunulmadığı gibi üstünün örtüldüğü ortaya çıkınca bir çok kesimden tepkiler yükseldi. Kadın örgütleri çeşitli illerde eylemler ve açıklamalar yapmaya hazırlanıyor.

Sağlık Bakanlığı ve Aile Bakanlığı ise yaptıkları açıklamalarla, ihmalin boyutlarının ortaya çıkandan daha vahim olduğunu adeta itiraf etti. 

HÜKÜMET İSTİSMARI MEŞRULAŞTIRDI

Emek Partisi (EMEP) ortaya çıkan utanç tablosuna ilişkin “Tüm sorumlular açığa çıkarılsın, bu tabloyu yaratan tüm düzenlemeler ortadan kaldırılsın” talebiyle açıklama yaptı. “Kamuoyuna yansıyan bilgiler, bu utanç listesinin tek bir hastane ile sınırlı olmadığını ve durumun vahametini göstermektedir” denilerek, çocuk hamileler gerçeğinin tüm çıplaklığıyla kamuoyuna açıklanması istenen açıklamada, “Bu utanç tablosunun tüm sorumluları yargılanmalı, bu tabloyu yaratan tüm düzenlemeler ortadan kaldırılmalı ve çocukları koruyan, onların gelişimi ve eğitimi başta olmak üzere geleceğini güvence altına alan yasal ve kurumsal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir” denildi.

SORUNUN KAYNAĞI ORTAYA ÇIKARILMALI

Skandala dair görüşünü aldığımızı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu’ndan Dr. Lale Tırtıl, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinin İstanbul’da cinsel saldırılarla ilgili muayenelerin de yapıldığı bir sağlık kuruluşu olduğunu hatırlatarak “İçinde bulunduğumuz sağlık sistemini, çocuk koruma sistemini etkileyen, ergen gebelikleri ilgilendiren kompleks bir sorunla karşı karşıyayız. Sorunun kaynaklarını anlamak zorundayız” diye konuştu. 

SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden de olayı araştırdıklarını belirtirken, “Çocuk istismarını aklama önergeleri, müftülere nikah yetkisi verilmesi... Bunlar bizim karşı çıktığımız ve böylesi olayları ortaya çıkaracağını öngördüğümüz düzenlemelerdi” dedi.

AYDIN: SAVCILIKLARA BİLDİRİLMESİ ZORUNLU

Vali Şahin’in açıklamalarıyla ilgili Evrensel’e konuşan ‘Çocukların cinsel İstismarı ve Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu’ Kitabının Yazarı Hakim Murat Aydın, “15 yaşından büyük çocuklara karşı işlenen cinsel suçların bir kısmının şikayete bağlı olduğu doğrudur. Ancak, 15 yaşından büyük olan çocuğa karşı işlenen suçun; hukuki nitelemesini yapmak, eylemin cebir, tehdit veya hile ile işlenip işlenmediğini belirlemek, 15 yaşından büyük çocuğun kendisine yapılan cinsel davranışı algılama yeteneği olup olmadığını belirlemek ve hatta çocuğun yaşının gerçekten 15’ten büyük olup olmadığını araştırıp tespit etmek yetkisi cumhuriyet savcısına aittir.” dedi.

Bu nedenlerle idari mercilerin bir çocuğa karşı cinsel eylemde bulunulduğunu öğrendiğinde, konunun soruşturulması için durumu cumhuriyet savcılığına bildirmekle yükümlü olduğunu ifade eden Aydın, “Çocuğun yaşının kaç olduğunu, eylemin suç olup olmadığını, çocuğa karşı cebir ve tehdit olup olmadığını, bu bakımdan fiilin şikayete bağlı suçlardan olup olmadığını araştırıp gerekli kararı verme görevi cumhuriyet savcısına aittir. Bu nedenle, yaşı kaç olursa olsun 18 yaşından küçüklere karşı yapılan tüm fiillerin, bu fiilleri soruşturmakla yetkili cumhuriyet savcılıklarına bildirilmesi zorunludur” dedi.

‘VALİ YASALARI ÇİĞNİYOR’

Avukat Burak Mengü de, Valinin soruşturma yapmamış olmakla zaten bir suç işlediğini, yaptığı açıklama ile ise uygulamakla yükümlü olduğu yasaları çiğnemesi nedeniyle ikinci bir suç işlediğini söyledi. Mengü, “Ceza yargılaması yorum işidir. Türk Ceza Kanunu’nun tanımlar kısmında 18 yaş altındaki herkes çocuk kabul edilir. Ortada olan durum açık ve net bir biçimde çocuğun cinsel istismarıdır. Burada 15 yaş üstü-altı tartışması yapmak abestir. Herhangi bir istismar durumunda bu istismarın bildirilmesi yükümlülüğü her koşulda vardır. Bu bir yükümlülüktür, hak değildir. Daha önce çocuk yaşta evlilikleri aklamak için gündeme getirdikleri yasa tasarısında da ‘Bu insanlar severek evlenmişler, cezalandırmayla mağdur oluyorlar’ diye açıklama yapmışlar ve bunun devletin önlemekle yükümlü olduğu bir suç olduğunun üstünü kapatmaya çalışmışlardı. Vali, ortaya çıkan durumdaki sorumluluklarının üstünü kapatmak için böyle bir açıklama yapıyor” dedi.

‘VALİ YASALARI ÇİĞNİYOR’

Vali Şahin’in açıklamalarını yorumlamaya devam eden Mengü şu ifadeleri kullandı: İstanbul Valisinin ‘Yasa böyle diyor’ diyerek sorumluluğu ortadan kaldıran ve olayın üstünün örtülmesini aklamaya çalışan böyle bir açıklama yapması çocukları korumakla yükümlü bir devletin bürokratının değil de, olayda sorumlu olan bir yakınını, tanıdığını korumaya çalışan bir kişinin sorumsuz açıklaması gibi duruyor. Vali bu açıklamasıyla uygulamakla yükümlü olduğu yasaları çiğniyor. Yürütmesi gereken soruşturmayı yürütmemiş olması bir suç, bu suça ilişkin yalan beyanda bulunması ise ayrı bir suçtur”

‘BİLİYORDUK, BİR ŞEY YAPMADIK’ AÇIKLAMASI

Sağlık Bakanlığı, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ndeki durumla ilgili şikayetlerin kendilerine daha önce ulaştığını ancak soruşturma gereği duymadığını skandal bir gerekçeyle açıkladı. Bakanlığa göre 15 yaşını tamamlamamış gebelerin durumu adli mercilere bildirilmeli ama 15 yaşını tamamlamış gebeler ise “cebir, tehdit, hile ve iradeyi etkileyen herhangi bir emarenin varlığı” durumunda adli mercilere bildirilir. 

Çocuk haklarına ilişkin mücadele eden ve KHK ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği üyelerinden Av. Şahin Antakyalıoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya “yetersiz ve usulsüz soruşturmaların itirafı” olarak değerlendirdi.  Antakyalıoğlu, “Hastanenin böylesi durumlarda bir takdir yetkisi olamaz. Cebir, tehdit, hile, iradeyi sakatlayan bir durum var mı yok mu, bunu ancak Cumhuriyet Savcıları tespit edebilir. Savcının; adli tıp uzmanlarına ve sosyal çalışma görevlilerine dosyayı tebliğ ederek inceletmesi gerekir. Yoksa hastane bunu kendisi takdir edemez” dedi. Çocukların durumuna ilişkin sosyal inceleme raporu hazırlanması gerektiğini, bunun için ev ziyaretleri yapılması, çocuğun eğitim, sağlık, ekonomik, sosyal durumu, anne babasının durumunun incelenmesi gerektiğini, adli psikiyatriden çocuğun ruh sağlığına dair bir rapor alınması gerektiğini aktaran Antakyalıoğlu’nun, ortaya çıkan olayda bunların hiçbirinin yapılmadığının da açık olduğunun altını çizdi.

İSTİSMARI ADIM ADIM BÖYLE MEŞRULAŞTIRDILAR

cinsel istismar eylemi

■ 2009 Temmuz: Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktı.

■ 2013 Eylül: Evli öğrencilerin açık öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesi getirildi. Yani lise çağlarında evliliğin önü açıldı.

■ Sadece 2014 yılında 20 bine yakın aile 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açtı. Hükümetin ön açıcı tutumu mahkemelerin evlendirmelere izin veren kararlarını çoğalttı.

■ 2015 Mayıs: Anayasa Mahkemesi, resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini ortadan kaldırdı. 

■ Anayasa Mahkemesi yine bir yasa iptaliyle “Çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15’ten 12’ye indirilmesi”nin önünü açtı.

■ 2016 Kasım:  ayında çocuk istismarcılarının evlilik yoluyla cezasız bırakılmasını öngören bir önerge AKP hükümeti eliyle Meclise getirildi. Önerge, halkın tepkileriyle geri püskürtüldü.

■ 2017 Mayıs: Çocuk istismarının önlenmesi için hazırlanan araştırma önergesi, AKP milletvekillerinin oy çokluğu ile reddedildi.

■ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bir çocuğun hamile kalması durumunda istismar edene hapis cezası verilmesine “Burada bir dram var” açıklaması yapmıştı. 

■ Dönemin Aile Bakanı, Ensar Vakfında çocuklar istismar edildiğinde, “Bir kereden bir şey olmaz” demişti. 

■ Din adamı sıfatıyla televizyonda boy gösterenler “10 yaşında, 7 yaşında, 6 yaşında nikaha engel bir durum yoktur” diye konuşabiliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “9 yaşındaki kız çocukları evlenebilir” açıklamasının üzerinden çok geçmedi. 

GERÇEK TABLO DAHA VAHİM

* Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi. Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu ve bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi. Türkiye’de her üç evlilikten biri çocuk yaşta zorla evlilik... ?Evlendirilen kız çocukların üçte birden fazlası kuma... ?Evlilik yaşı kız çocuklarda 12 yaşına kadar düşüyor. ?Çocuk yaşta evliliklerde Türkiye dünyada ilk onun içinde!

* Son 10 yılda çocuk istismarı vakaları yüzde 700 arttı! Çocuk tecavüzlerinin sadece yüzde 5’i ortaya çıkıyor yüzde 95’i gizli kalıyor. Yani bu sayı, buzdağının sadece görünen yüzü!

* Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre yılda ortalama 17 bin çocuk istismarı davası açılıyor, bu davaların yüzde 45’i mahkumiyetle sonuçlanmıyor. 

* Sağlık Bakanlığı Bebek Ölümleri İzleme Sistemi kayıtlarına göre, 2007-17 yılları arasında, 17 yaş ve altındaki çocukların dünyaya getirdiği bebeklerden 2 bin 404’ü bir gün yaşayamadan hayatını kaybetti. 12-17 yaş arasındaki kız çocuklarının hamilelik döneminde hayatını kaybetme riski, 20-24 yaş arasındaki kadınların hamileliklerindeki ölüm riskinden 5 kat fazla. (HABER MERKEZİ)




'TÜM SORUMLULAR YARGILANSIN'

Emek Partisi İstanbul İl Örgütü, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde hamile olduğu belirlenen 115 çocuklarla ilgili soruşturma izni verilmemesini protesto etti. Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi önünde bir araya gelen Emek Partililer, burada bir açıklama yaptı. 

Yapılan açıklamada konuşan Neslihan Karyemez, yaşananların AKP’nin izlediği kadın ve çocuk düşmanı politikalar nedeniyle olduğunu söyledi. Karyemez şu ifadeleri kullandı: “Durumun kendisi kadar vahim olan ise çocukların durumunun polise bildirilmesi zorunlu olduğu halde hastane bu bildirimleri yapmıyor. konuyu savcılığa bildiren bir sağlık emekçisi iki kez görev yeri değiştirilerek sürülüyor. Valilik ise soruşturma izni vermiyor. Sağlık Bakanlığı, durum kamuoyuna yansıyınca, tepkiler gelince 'araştırılacak, soruşturulacak, incelenecek' ile sınırlı bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Ülkede açığa çıkan bu utanç tablosundan, uyguladıkları politikalarla siyasi iktidar sorumludur. Bu utanç listesinin sorumluları yargılanmalıdır” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)


ELAZIĞ'DAN DA TEPKİ GELDİ

SES Elazığ Şubesi de yaşanan skandala tepki gösterdi. 

Sendika binasında yapılan basın açıklamasında konuşan Ses Elazığ Şube Eş Başkanı Derya Erdoğan, “Her gün yeni bir çocuk istismarıyla uyandığımız tablonun korkunçluğu giderek daha vahim bir hal almakta, çocuk istismarında ne durumda olduğumuzu gösteren ve bir kez daha neresinden tutacağımızı bilemediğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Bir hastanede ortaya çıkan bir durum çocuk cinsel istismarının boyutlarını, istismarın üzerinin örtülmesini istismarın üzerini öretenlerin korunmasını, istismarı ortaya çıkaranların cezalandırıldığı bir sistemin bir kez daha gözlerimizin önüne seriyor” dedi. Konuyla ilgili Valiliğin soruşturma izni vermemesine karşın olayı ortaya çıkaran sağlık emekçisi hakkında inceleme başlatılmasına, sürgün edilmesine tepki gösteren Erdoğan, “Bu olayı ortaya çıkaran sağlık emekçisi arkadaşımız ile her türlü dayanışma içerisinde olacağız. “Türkiye’nin her yerinde ortaya çıkan çığlığa ses veriyoruz. İlgili kurumlar görevinin yerine getirinceye kadar çocukların çıkaramadığı SES olacağız” dedi. (Elazığ/EVRENSEL)


‘İSTİSMARIN ÜZERİNİ ÖRTMEYİN, HESAP VERİN!’

115 çocuğun istismar sonucu hamile kalmasının ortaya çıkması bir çok yerde protesto edildi. Eylemlerde sorumlulardan ve istismarın üzerini örtmeye çalışanlardan hesap sorulması istendi.

Kamu Emekçileri Sendikaları İstanbul Şubeler Platformu üyeleri, 115 kız çocuğunun cinsel istismar sonucu hamile kalmasının Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından gizlenmesine karşı İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelerek, “Devlet uyuma, çocukları koru” dedi. Basın açıklamasını Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikasının (SES) Bakırköy Şube Yöneticisi Yurdanur Akdemir okudu. Akdemir, “Bir hastanede ortaya çıkan bir durum çocuk cinsel istismarının boyutlarını, istismarın üzerinin örtülmesini, istismarın üzerini örtenlerin korunmasını, istismarı ortaya çıkaranların cezalandırıldığı bir sistemi bir kez daha gözlerimizin önüne seriyor ve bu ülkedeki tüm çocuklar için duyduğumuz kaygılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu üzülerek bir kez daha görüyoruz” diye konuştu.

‘ÇOCUKLAR DEĞİL KURUMLAR KORUNUYOR’

Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan ilk açıklamanın çocukları değil, kurumları koruma refleksi ile yapıldığını söyleyen Akdemir, “Tepkiler yükselince ‘Bakanlığın konunun hassasiyetini dikkate alarak, konunun tekrar incelenerek soruşturulması talimatını verdiği, müfettiş görevlendirildiği’ belirtilmiştir” diye konuştu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamayı kabul etmediklerini dile getiren Akdemir, “Buradan belirtiyoruz. 18 yaş altı her gebeliğin bildirilmesi zorunludur. Aksi yönde yapılacak ve yükümlülüğü muğlaklaştıracak her türlü talimat ve düzenleme bizzat Bakanlığın çocuk istismarını örtme yönünde görev yapması anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı. Akdemir konuyla ilgili taleplerini şöyle sıraladı: “Çocuk istismarının ve istismarı bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesine ilişkin soruşturma sürecinin şeffaf yürütülmesini, sonuçlarının ilgili kurumlar ve kamuoyu ile paylaşılmasını, istismarı bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen hastane yöneticileri ile ilgili gerekli idari ve adli soruşturmanın yapılmasının sağlanmasını, istismar mağduru ve zorla erken evlendirilen çocuklarla ilgili, ASPB ile de iletişime geçilerek gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz.”

‘ÇOCUK VE KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARIN SONUCU’

SES Ankara Şubesi de yaşanan skandala ilişkin Ankara’da SES Genel Merkezinde açıklama yaptı.  Açıklamada konuşan SES Kadın Sekreteri Selma Atabey, Sağlık Bakanlığının görevini yaparak sorumluluğu bulunanlarla ilgili soruşturma süreçleri yürütmesini, istismarı ortaya çıkaran sağlık emekçisi ile ilgili incelemenin sonlandırılmasını istedi ve “Bu suçu işleyenlerin ve üzerini örtenlerin cezalandırılmasını istiyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)


ADANA'DAN TEPKİ: SORUMLULAR HESAP VERSİN

Adana Kadın Platformu, İstanbul’da Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sadece 5 ayda başvuran yaşları 18’in altında 115 hamile çocuğu yasal zorunluluğa rağmen polise bildirilmemesi ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi. İHD Adana Şubesi’nde gerçekleşen açıklamayı okuyan Sevil Aracı, bunların bir hastanede sadece 5 ayda kaydedilen rakamlar olduğunu belirterek çocuk evlilikleri meşrulaştıran uygulamalara tepki gösterdi. 

Adana Kadın Platformu

'ORTADA DRAM YOK, İSTİSMAR VAR'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bir çocuğun hamile kalması durumunda hapis cezası verilmesi konusunda “Burada bir dram var.” şeklindeki sözlerine tepki gösteren Aracı, “Burada dram yok, burada istismar var. Yaşananlar bir gazetede haber olup kamuoyunun tepkisi yükselince Aile Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı sanki lütfediyormuş gibi ‘inceleyeceğiz” dedi. Hepimiz biliyoruz; bu ülkede çocuklar evlendiriliyor, bu ülkede çocuklar çocuk doğuruyor, bu ülkede çocuklar istismar ediliyor” diye konuştu. Siyasi iktidarın uygulamaları ile çocuk istismarına, çocuk evliliklerine çanak tuttuğunu ifade eden Aracı, Resmi rakamlara göre son on yılda 482 bin 908 çocuğun evlendirildiğini, çocuk istismarı vakaları yüzde 700 artığını, Çocuk tecavüzlerinin yüzde 95’i gizli kaldığını belirterek “Yani bu sayı, buzdağının sadece görünen yüzü” dedi. 

ADIM ADIM ÇOCUK EVLİLİĞİN ÖNÜ AÇILDI

2009’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetmelik değişikliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktığını, 2013’te  evli öğrencilerin açık öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesi getirildiğini hatırlatan Aracı, “Sadece 2014 yılında 20 bine yakın aile 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açtı. Hükümetin ön açıcı tutumu mahkemelerin evlendirmelere izin veren kararlarını çoğalttı” dedi. AYM’nin 2015’te resmi nikah öncesi dini nikah kıyılmasına verilen cezayı ortadan kaldırdığını, bir yasa iptaliyle “Çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15’ten 12’ye indirilmesi”nin önünü altığını da ekleyen Aracı, “2016 yılı Kasım ayında çocuk istismarcılarının evlilik yoluyla cezasız bırakılmasını öngören bir önerge AKP hükümeti eliyle Meclise getirildi. Önerge tepkiler sonucunda geri çekildi. 2017 yılı Mayıs ayında çocuk istismarının önlenmesi için hazırlanan araştırma önergesi, AKP milletvekillerinin oy çokluğu ile reddedildi” dedi. 

'SORUMLU OLANLAR HESAP VERSİN'

Ensar Vakfında çocuklar istismar edildiğinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın “Bir kereden bir şey olmaz” dediğini, Din adamı sıfatıyla televizyonda boy gösterenlerin “10 yaşında, 7 yaşında, 6 yaşında nikaha engel bir durum yoktur”şeklindeki sözlerini ve  Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çok tartışılan  “9 yaşındaki kız çocukları evlenebilir” açıklamasını hatırlatan Aracı, “Bu utanç tablosunu örtbas etmeye çalışanların, çocuk istismarının meşrulaşmasından sorumlu olanların hesap vermesi için mücadeleye, dayanışmamızı yükseltmeye, ses vermeye, ses olmaya devam edeceğiz.” dedi. (Adana/EVRENSEL)


MERSLİNLİ KADINLAR: KADINLARA HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM!

Halil POLAT/Merve KARATAŞ
MERSİN


Mersin’li kadınlar da yaşanan duruma tepki göstererek, bu olayların biran önce son bulması gerektiğini vurguladı. Kadınlar, kadınlara hak ettiği değer verilene kadar mücadele etmeye devam edeceklerinin de altını çizdi.

Çocuklarımız bizim aydınlık geleceğimizdir diyen Serdilan, ‘5 ay içinde, yaşları 18'den küçük 115 hamile çocuğun kayıtları bulunuyor. Üstelik bu yalnızca bir hastane. Başka hastaneleri, kayda geçmeyenlerini düşünün. Kaydı bulunan çocukların 15 yaşından küçük olanları var. Bu çocukların hamileliğinin gizlenmesi zaten olayın kirliliğini anlatıyor. Buna sessiz kalınmamalı, çünkü o çocuklar bizim. Tepki göstermeliyiz çünkü saklanan şeyler gün yüzüne çıkmadığı sürece hiç kimse güvende değil, özellikle de çocuklar’ dedi.

Bu durumun bir skandal mı yoksa artık alışılagelmiş bir durum mu olduğunu artık çözemediğini dile getiren Refika, ‘En çok üzüldüğüm nokta da artık bu gibi olaylara bu ülkenin insanlarının alışması ve tepki göstermemesi. Örtbas edilmesi bu gibi olayların olmadığı anlamına gelmiyor. Kadınlar olarak, daha doğrusu insanlar olarak bu duruma ne kadar sessiz kalırsak daha nice çocuk yaştakilerin çocukları olacak. Bunun sonucunda meydana gelen çocukların ve anne adayları olan çocukların da psikolojilerini ve bir birey olarak yaşadıkları sorunları düşünmek bile istemiyorum. Kesinlikle yapılması gereken şey bu durumun örtbas edilmesine verilen uğraşın yerine cinsel istismarın engellenmesine yönelik verilmesidir.

Haberi okuduktan sonra hastanede önceden staj gören birisi olarak pek şaşırmadığını dile getiren Şilan, ‘Çünkü kadın doğum hastanesinde staj yaparken gördüklerimde bundan farksız değildi.  Evet kimlik yaşı 18 olan çok genç kadın geliyordu fakat baktığımız zaman yaşının 18’in altına olduğunu anlamak hiçte zor olmuyordu. Ama bunu görüp de  şikayette bulunan insanları susturup bastırmaktan hiç çekinmiyorlar. İnsanı değerlerimiz dört dörtlük diye bilmek için her şeyi kendi kılıfına uyduran bir devlet yönetiminde yaşıyoruz’ dedi. Kadına hiçbir değerin verilmediğini belirten Şilan, ‘ Son dönemde artan çocuk istismarı olaylarının kadını sadece çocuk yapar, kocasına bakar, kocası ne yaparsa yapsın kadın kocasını dinler mantığının giderek yaygınlaştırılmaya çalışılmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Bu olaya sessiz kalmamalıyız. Çocukların sesi olmak bugün hepimizin görevidir’ ifadelerini kullandı.

Ülkede son zamanlar da kadınlar üzerinde gerici politikalar izlendiğine dikkat çeken Melike, ‘Verilen fetvalar ile yaşanan olaylar normalleştirilmeye çalışılıyor. Baktığımız zaman kadınlar en alt tabakaya itilmeye çalışılıyor ve kadınlara ‘hak’ olarak görülen pozisyonun bu olduğu savunuluyor. Bu da kadına şiddet, tecavüz, istismar vb. olayların önünü açıyor. Yıllardır uygulamaya sokulmaya çalışılan politikaların sonucunda bugün yaşları 18’in altında 115 genç kadın hamile olarak hastaneye başvuru yapıyor. Bizler nasıl ki birlik olarak ‘çocuğun istismarcısıyla evliliğinin yolunu açan’ yasayı geri püskürttüysek yine aynı bilinçle hareket ederek bu olayın açığa çıkartılmasını sağlamalıyız' dedi. (Mersin/EVRENSEL)


İSTİSMARI ORTAYA ÇIKARAN İCLAL N.: ÇALMADIĞIM KAPI KALMADI

115 hamile çocukla ilgili kayıtların polise bildirilmediğini ortaya çıkaran İclal N. “115 çocuk ile ilgili derdimi anlatmak için çalmadığım kapı kalmadı hastane içinde. Üstelik dışlanan ben oldum” dedi.

Hürriyet gazetesine konuşan İclal N, “9 Mayıs 2017’de hastanenin sosyal hizmet biriminde görev almaya başladım. Olay önce, hastaneye gelen ve hamile olduğu anlaşılan 17 yaşındaki bir çocuğun raporu ve emniyete yapılması gereken bildirim yazısının olmaması ile ortaya çıktı. O gün benim yerimde nöbetçi olan N.D’den gerekli evrakları istedim. Ancak bunlar verilmedi. Bu durumu tutanak altına aldık ve hastane yönetimine bildirdim. Bir süre sonra geçmiş ayları kontrol ederek eksik bir evrak olup olmadığını tespit etmek istedim. Ben bu birimde 2017’de göreve başladığım için 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 dönemini kontrol ettim. 2016 ve önceki yıllara bakamadım bile” dedi.

‘TUTANAKLA İLGİLİ İŞLEM YAPILMADI’

5 ay 9 günlük süreçte hastaneye gelen 18 yaşın altındaki hamile çocuk sayısının 250 civarında olduğunu ve bu çocuklardan 115’i için emniyete bildirimin yapılmadığını tespit ettiğini dile getiren İclal N,  şunları söyledi: “Diğer çocuklar için bildirim yapılmış. 115 çocuk ile ilgili emniyet birimine bildirim yapılmadığı gibi hastane polisinin protokol defterinde de kayıtları yok. Yaptığım tespiti tutanak altına alarak Başhekim Yardımcısı A.A’ya bildirdim. Tutanağın tarihi 12 Haziran 2017. Ancak bu tutanak ile ilgili bir işlem yapılmadı. En son, dilekçe ile başvuruda bulundum. 15 gün içinde dilekçeye yanıt verilmesi gerekirken yine yanıt gelmedi. 29 Eylül günü başhekim yardımcısı A.A’nın odasına giderek sözlü olarak da dilekçenin akıbetini sordum. Bu görüşmeden 3 gün sonra görev yerim değişti. Hastane binasının dışında Sefaköy’de bulunan Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde görevlendirildim. Bu birime görevlendirildikten sonra avukatımla da konuşarak konuyu savcılığa bildirmeye karar verdim. Elimdeki listeler, tutanakları diğer evraklarla birlikte savcılığa başvurduk. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı ihbar dilekçemden sonra, 3 Ekim günü ifademi de aldı.” İclal N, “Bu 115 çocuk ile ilgili derdimi anlatmak için çalmadığım kapı kalmadı hastane içinde. Üstelik dışlanan ben oldum. Ancak ne olursa olsun o çocuklar için bir şeyler yapmam gerektiğini biliyorum” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

'Cami yaptırıyor ama işçilerin alacaklarını ödemiyor'

SONRAKİ HABER

Tek tipi protesto için 1 ay görüşe çıkmayacaklar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...