• BIST 9090.91
  • Altın 2324.75
  • Dolar 32.3712
  • Euro 34.9966
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 21 °C
  • Tunceli 20 °C

'Vank'ın Çocukları' belgeseli Stockholm'de gösterildi

'Vank'ın Çocukları' belgeseli Stockholm'de gösterildi
Dersim Ermenilerini konu alan ‘Vank’ın Çocukları’ belgeseli İsveç’in başkenti Stockholm’de gösterildi.

Yönetmenliğini Nezahat Gündoğan’ın yaptığı Dersim Ermenilerinin dramını anlatan ‘Vank’ın Çocukları’ belgeseli geçtiğimiz akşam İsveç’in başkenti Stockholm’de gösterildi.

İl merkezindeki Grand Sinemasında gösterilen belgeseli Stockholm’de yaşayan çok sayıda Türk, Kürt, İsveçli ve Ermenilerin yanı sıra Stockholm Büyükelçisi de izledi.

Kazım Gündoğan 2005 yılından beri Dersim üzerine çalışmalar yaptıklarını, ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ ve ‘Hay Way Zamanı’ belgesellerinden sonra 2013 yılından itibaren de Ermeniler üzerine araştırma yaptıklarını söyledi. Filmin gösterimi nedeniyle Stockholm’e gelen Nezahat ve Kazım Gündoğan Evrensel’in sorularını da yanıtladı.

2015 yılına kadar devletin etnik ve diğer konularda çözüm arayışında olduğunu ve Kürt sorununun çözümü için ‘çözüm süreci’nin başlatıldığını söyleyen Gündoğan, kendilerinin o dönemde böylesi bir çalışmayı Kültür Bakanlığının desteğiyle başlattıklarını ancak 2015 yılından sonra  Türkiye’de ve bölgede yeniden savaş sürecinin başlatılmasıyla birlikte katliam ve soykırımları konu alan çalışmaların sekteye uğradığına dikkat çekti.

KİTLELERE ULAŞMASININ ÖNÜNDE ENGELLER VAR

Nezahat Gündoğan, bu yılın şubat ayında İstanbul’da galası yapılan “Vank’ın Çocukları” belgeseline gösterilen ilgiden memnun olmakla birlikte Türkiye’deki yaşanan kaos ve süreçten dolayı katılımın ve filme ilginin sınırlı olduğu düşüncesinde.

Galayı yoğun güvenlik önlemleri altında yapmak zorunda  kaldıklarını söyleyen Gündoğan, “Resmi tarihin dışından ve muhalif bakış açısıyla Dersim ve Ermeniliğin içinde bulunduğu durumu anlatan bir filmin daha geniş kitlelere ulaşmasının önünde engeller var” dedi.

1938’de uygulanan asimilasyon politikası ile günümüzde AKP’nin sürdürdüğü tekçi politikalar arasında benzerlikler olduğuna dikkat çeken Kazım Gündoğan da, “Devletlerin aklının bazı tarihsel dönemlerde farklılık gösterse bile devletin bekası için hep aynı tutumun takınıldığını görüyoruz. AKP’nin iktidar olmasıyla birlikte uyguladığı politikalarla Kemalistlerin 1920’de iktidar olmalarından sonraki politikaların benzer olduğunu düşünüyorum. 1920’lerde herkesi kapsayan ama iktidar olduktan sonra tekçiliği dayatan zihniyetin AKP tarafından farklı bir biçimde uygulandığını görüyoruz. AKP ilk hükümet olduğunda tüm kesimleri yanına alarak, Kürtlerle barışacağını söyleyerek iktidarını sağlamlaştırdıktan sonra diktatörlüğünü kurdu ve tekçi zihniyeti tersten devam ettirdi. Kemalistler Türklüğü merkeze koyup İslam’ı çimentosu yaptı. AKP ise merkeze İslam’ı koydu. Türk-İslam sentezi her zaman vardı. AKP bunu sürdürüyor” dedi.

AKP ARTIK ASİMİLASYONU SÜRDÜREMEZ DURUMDA

Uluslararası konjonktür, bölgede süren savaş ortamı ve Türkiye’deki mücadeleden dolayı AKP’nin daha özgün yöntemler uyguladığını söyleyen Gündoğan, “AKP  artık asimilasyonu sürdüremez durumda. Ama hakları gasbedip kitleleri  baskı altında tutmaya çalışıyor. Bunun için de şiddet ve daha fazla şiddet ve savaş politikalarına yöneliyor” şeklinde konuştu.

 

Nezahat Gündoğan’a  Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dersim olayları ile ilgili devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben dilerim” demesini nasıl yorumladığı sorusunu yönelttik. Dersim soykırımının  yoğun olarak tartışılmaya başlamasının 2010 yılında İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları belgeselinden sonra medya ve kamuoyunun gündemine geldiğini söyledikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:

DERSİM SOYKIRIMI İÇİN ÖZÜR DİLENMEDİ

“Kız çocuklarının akıbetleri vicdani bir şey olduğu için medyanın  ilgisini çekti. Konu televizyonlarda da yer buldu. CHP’li Onur Öymen’in çözüm sürecine dair ‘Analar Dersim’de ağlamadı mı?’ demesiyle konu siyasi arenaya taşıdı. Daha sonra da Erdoğan bu açıklamayı yaptı. AKP ve Erdoğan, bu sorunu iç siyaset malzemesi yapıp CHP ile kapışmak istedi... İktidarını sağlamlaştırmak için bunu kullandı. Ama tarihe taşıdı ve not düştü, ama bu bir özür dileme değildi. Gerçekte özür dilenmedi. Özrün uluslararası literatürde bir süreci, üslubu ve ele alınışı var. Ama Erdoğan’ın çıkışı önemliydi. Bir itiraf olarak belgelenmesi önemliydi. Bizlerin hareket alanımızı genişletti. Bir çok üniversitede araştırmalar yapıldı, tezler hazırlandı.”

Tarihsel süreçte soykırımıyla demokratik bir yüzleşme olmadığı için savaşın yeniden başladığını söyleyen Gündoğan, “Bu yapılmadığı için başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere azınlıklara yönelik tek tipleştirme zihniyeti terk edilmedi. Her ne kadar AKP kendini bu sürecin dışında tutmaya çalışıp suçu Kemalistlerin üzerine yıkmaya çalışsa da biz ısrarla bunun bir devlet aklı ve politikası olduğunu ve böyle yapılarak geçmişle hesaplaşılamayacağını anlatmaya çalışıyoruz” dedi.

BU BİR İNSANLIK MESELESİ

Gündoğan, Türkiye’de insanların çoğunluğunun resmi ideolojinin bakış açısının dışında bir bakış anlayışına sahip olmadığı değerlendirmesini yaptıktan sonra “Biz bu filmi Kürt, Alevi ve baskıcı politikalardan etkilenenlerden çok Türklerin izlemesi için yaptık. Bence ortada Kürtlük ve Alevilik meselesi değil Türklük ve Sünnilik meselesi var. Resmi tarihin etkisinde olanlar gerçekleri öğrenmek, bazıları da geçmişle yüzleşmek için bu filmi izlemeli... Bu bir insanlık meselesi. Nasıl Yahudiler, Aborjinler ve İnkaların yaşadığı zulüm insanlık meselesiyse, Hiroşima’ya atılan bomba nasıl bir insanlık dramıysa bu da bir benzeridir ve insanların vicdanında yer bulmalıdır. Bu yapılsın ki bir daha böyle pervasız katliamlar yapılmasın”  şeklinde konuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim