Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Haklarının Güçlendirilmesi Projesi (CEMRE) Kapanış Töreni'nde konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'den yargının işleyişine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bakan Gül, 5 yılın altında ceza alanlara istinaf sonrası temyiz yolunun da açılacağı mesajını verdi. "Adaletin temel vazifesi mağduriyetin giderilmesi. Yeni mağduriyetler oluşturmak değildir" dedi. Aksaray’da pazarcı bir kadının gözaltına alındığını görüntüleri anımsatan Bakan Gül, "Terörist gibi araştırma yapmadan elindeki sebze filesi meyve filesiyle terörist gibi alıp asıl kripto asıl takiyyeci örgütlerle uğraşmayıp ya da bu konuda öncelik sıralamasını yapmayıp yeni mağdurlar oluşturursanız burada etkin bir terörle mücadele doğmaz" dedi.

Bakan Gül'ün mesajları özetle şöyle:

TÜM TAKVİMİMİZ HAZIR: Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi, adalet sistemimiz için bir milattır. Strateji Belgemizi adım adım hayata geçireceğiz. Bakanlık olarak tüm takvimimiz hazırdır. Birinci yargı paketi, ikinci yargı paketi, üçüncü yargı paketi gibi Meclisimizin takviminin izin ve el verdiği ölçüde her türlü teknik desteği hazırlığımız yaptık. Bundan sonra tüm gündem elbette meclisimizin takdirindedir. Ancak bakanlık ve tüm paydaşlar olarak bu belgemiz büyük bir katılımcı süreçle hazırlanmış ve artık meclisin iradesine sunulmuştur...Ve ilk paketin en kısa sürede parlamentodan geçerek yasalaşacağına inanıyoruz.

DEVLET TARAFINDAN KARŞILANACAK: Bu süreçte özellikle yine mağdura yönelik mağdur haklarının geliştirmeye yönelik de bakanlığımızca hazırlanan bu belgede çok önemli başlıklar vardı ve umarım ilk pakette bu hususlardan bazıları kanunlaşır. Özellikle mağdurlara yönelik, adli tıp uygulamalarından kaynaklı yada dava nakli gibi yargı merciinin almış olduğu kararların yükünü maliyetini mağdura yüklememek adına bu mağduriyetin devlet tarafından karşılanması çok önemli bir adım olacaktır. Bu husus belgemizde de vardır. Umarım meclisimizin takdiri ile bu konu kanunlaşacaktır. Yine Adli Görüşme Odaları ve ÇİM’lerin de yasal statüye kavuşması hususunda bu pakette mağdur haklarının korunması anlamında önemli bir gelişme olacaktır. Bu konunun da inşallah mecliste kanunlaşacağını, yargı paketinde yer alacağına inanıyoruz.

FARKLI KARARLAR GÜVENİ ZEDELİYOR: Özellikle düşünce ve ifade özgürlüğü insan olmanın doğal bir sonucu olarak tanınması gereken kabul edilmesi gereken temel bir haktır. İnsansa düşünür, insansa ifade eder ve İnsan elbette farklı düşündüğü için yaşadığı için ve bunu ifade ettiği için de tüm bu hakları ile insanlar ve korumaya elbette layıktır ve tüm haklarıyla tüm çerçevesiyle korumak zorundadır. Hukuk devleti bunu sağlamak zorundadır... Özellikle bu çerçevede kanun yolunu genişleterek bir başka gözle de bir uygulamadaki farklılıkları da ortadan kaldırıcı düzenlemenin yapılmasına zaruri ihtiyaç vardır. Özellikle İstinaf çok önemli bir devrimdir. Ancak uygulamada kaynaklanan bir takım eksiklik ve bir takım farklılıkların düzeltilmesi hukuk devleti'nde bir görevdir. Çünkü bir İstinaf  aynı konuyla ilgili farklı bir karar verebilmekte bir başka istinaf aynı konu ile ilgili bir konu ile farklı karar verebilmektedir. Ama bunların bir uygulamada farklı bir kararlar vermeleri kişilerin yargıya olan güvenini zedelemektedir. Bir metin altına imza atmış kişi  A istinafın da mahkum olabilmekte B istinafın da beraat edebilmektedir...Hangisi doğruysa onun bir yeknesaklık haline gelmesi lazım. Bu çerçevede düzenlemelerin yapılması bizim de beklentimizdir.

MUTLAKA DÜZELTİLMELİ: Yine uygulamalarda karşımıza çıkan yine uygulandıkça karşımıza çıkan sorunların çözülmesi hukuk devletinin temel görevidir. Bu çerçevede de yine aynı dosyada sanıklardan bir kısmı yargıtaya giderken bir kısmı ile ilgili istinafta kesinleştiği için infaz yapılması karşımıza çıkıyor. Ancak Yargıtay İnceleme sonucunda o dosyadaki tüm fiilin vaki olmadığı hususları karar verilse bu kişi içerde yatmış olduğu infazı cezaevinde geçirdiği süreler hukuk devleti tarafından nasıl karşılanacak bu da uygulamada yine mutlaka düzenlenmesi gereken alan olarak karşımıza çıkmaktadır tüm bu konular birinci yargı paketinde yer alması bizim ve tüm arkadaşlarımıza barolar birliği hocalarımız, akademisyenlerimiz uygulamacılarla beraber vardığımız sonuçlardır.

DÜŞÜNCESİNDEN DOLAYI KİMSE CEZAEVİNDE KALMASIN: Düşüncesinde ifadesinden dolayı hiç kimsenin eleştirisinden dolayı cezaevine girmediği bu konudaki düzenlemeleri elbette biran önce hayata geçeceğine inanıyoruz burada tabi ki kararı verecek olan mahkemeler kesin karar ancak düşünce ifade özgürlüğü gibi çok temel konular Yargıtay kanun yolunun açılarak orada bir denetimden geçilmesini biz buradan söylüyoruz elbette o kadar mutlaka yanlıştır diye bir yargımız yoktur ancak bir Yargıtay da görsün düşüncesinden ifadesinden dolayı hiç kimse 1 gün bile cezaevinde kalmasın bir gün bile tutuklu olmasın. Bunların hepsi bir Yargıtay yoluyla değerlendirilsin.

YARGININ 'PARDON' DEME LÜKSÜ YOK: Adaletin temel vazifesi mağduriyetin giderilmesi. Yeni mağduriyetler oluşturmak değildir. Özellikle terörle mücadele olsun diğer konularda olsun hangi konularda olursa olsun yargı önüne gelen konularda yeni mağduriyetlerin oluşmaması için elinden gelen bütün titizliği göstermek zorundadır böylece yargıya güven artacaktır. Tüm çalışmalarda ve yargının yapmış olduğu mücadelenin esasen önümüzde duran Türkiye’de birliğimizi, anayasayı, demokrasiyi tehdit eden FETÖ mücadelesi de başta olmak üzere ne olursa olsun hangi mücadeleyi yaparsak yapalım bizi sınırlandıran şey hukukun belirlediği sınırdır. Bizim tek vazifemiz adaleti tesis etmektir. Dolayısıyla bu konuda terörle mücadele ederken de yeni mağdurlar ibadet kısmı ihanet kısmı Aksaray’daki pazardaki bir teyzeyle terörist gibi araştırma yapmadan elindeki sebze filesi meyve filesiyle terörist gibi alıp asıl kripto asıl takiyyeci örgütlerle uğraşmayıp ya da bu konuda öncelik sıralamasını yapmayıp yeni mağdurlar oluşturursanız burada etkin bir terörle mücadele doğmaz. Dolayısıyla biz yargının da esasen hem soruşturma hem kovuşturmalarda bu konudaki en hassas çizgiyi koruyarak mücadele etmesini elbette Türk milleti olarak bekliyoruz. Bu konuda çok önemli gelişmeler ve çok önemli adımlar var. Ancak hiçbir şekilde yargının pardon deme lüksünün olmadığı inancıyla ve bu konuda herkesin güvendiği sığındığı tek liman yargının hiçbir şekilde bir eksiklik bir hataya düşme lüksü yoktur.

YENİ MAĞDURİYETLER OLUŞTURULMAMALI: Dolayısıyla bir masumun daha bir mağdurun bile olmadığı ancak bir suçlunun da masum olarak gözükmeyeceği bir sistem hepimizin arzu ettiği ve bu konuda çok önemli gelişmeler elde ettiğimiz bir konudur. Dolayısıyla tüm bu mücadeleleri verirken herkes yargının bu konudaki en etkin mücadelesini ve yeni mağduriyetler oluşturmadan süreci yönetmesini beklemektedir. Bu konuda biz Türk hâkimlerine güveniyoruz. Türk yargısı FETÖ’den temizlendikçe ister alacak verecek davası olsun, ister idari vergi davası olsun, ister terör yargılaması olsun objektif ve adalet merkezli olarak çalışmasını sürdürmektedir. Bu konuda hiçbir şekilde tahammül göstermeksizin Türk Milleti olarak eksikleri de gidermek boynumuzun borcudur. Çünkü 82 milyon gözünü buraya dikmiştir, burada hiçbir eksiklik, hiçbir hata asla kabul edilemez. Dolayısıyla yargı yeni mağduriyetler oluşturmadan terörle, suçluyla doğrudan müdahale ederek, mücadele ederek bu süreci elbette yönetmeye devam etmektedir, edecektir. Bu konudaki eksiklikleri de yasal ve uygulamadaki değişiklik ve eksiklikleri de hep birlikte yeni yargı reformuyla inşallah eksiklikleri gidermeye çalışacağız. (Fevzi Çakır / HaberTürk)