İzmir Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu, son günlerde günah keçisi ilan edilen okul kantinlerinin güvenilir beslenme alanları olduğunu belirterek, olduğunu, "Kantinlerimiz sürekli denetleniyor. Asıl tehlike okul dışında" dedi.

Gazeteci Mehmet Aydın’ın tvDEN’de hazırlayıp sunduğu Esnafın Kürsüsü programına konuk olan Başkan Topçu, “İki yavrumuzun talihsiz şekilde ölümlerinden dolayı kamuoyunda kantinler haklı olarak bu işin sorumlusu olarak görüldüler. Haberlerde bunu duyunca, çok büyük telaşa kapıldım. Ertesi gün odaya gittim mesaj yoluyla kantinci arkadaşlara böyle bir ürünün olup olmadığını sordum, varsa derhal kaldırılmasını önerdim. Bana dönüşlerde iki kantin işletmesinde olduğunu tespit ettik. Bunları da kaldırttık. Toptancılara ulaşıp bunların kaldırılmasını istedim. Bunu gıda çarşısında birçok toptancının sattığını öğrendik. Bizim üst kuruluşumuzun Yüksek Gıda Mühendisi abimiz var kendisiyle konuştum. Kendisinin bize izahı ’söz konusu olan bir ürün Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 8 büyük analizden geçer’ dedi. Bunlar test edilmeden piyasaya sürülmemesi gerekir. Bunlara kayıt ve üretim izni verilmemesi lazım. kantinciler günah keçisi seçildi. Kantinciler güvenilir olmayan iş yerleri değildir. Bir anne baba şefkatiyle davranıyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İl ve İlçe Milli eğitim Müdürlü tarafından kurulan komisyonlar bunlar tarafından denetim altındayız. Ve bu üç bakanlığın vermiş olduğu eğitimlere giriyor çalışanlarımız. Belgelerden bir tanesi eksik olduğu zaman 4 bin lira gibi cezalarla karşı karşıyasınız. Şuna eminim ki Türkiye’nin her yerinde kantinciler işini severek yapmaktadır” dedi.

“KANTİNLER OLMASAYDI NELER OLABİLİRDİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?”

Asıl tehlikenin okul dışında denetim olmayan yerlerdeki satışların olduğunu söyleyen Topçu, “İki yavrumuzun acısını ailesinden sonra ben hissettim. O olaydan sonra kantinci arkadaşımızın sözleşmesi fesih edildi. Her gün 18 milyon insan besliyoruz. Bu münferit olay dışında herhangi bir zehirlenme olayı var mıdır? Kantinler olmasaydı neler olabilirdi düşünüyor musunuz? Okul önleri panayır gibi olurdu. Denetimsiz bir sürü şeyin satışı olurdu. Devlet okullarının önünden geçerken dikkat edin lütfen, adlandıramadığım bir sürü işletme var. Denetimlerden uzak, öğrencilerin istismarını gerçekleştirecek kadar tek sigara satan yerler var. Asıl tehlike buralarda. Okullarda kermes adında gıda satışı yapılmakta. Bizde kermesin adı gıda satışı oluyor. Bende kolalı içecek yasak, kermeste satılıyor. Hangi mutfakta yapılıyor bilinmiyor. Orada hiçbir denetim yok” ifadelerini kullandı.

“BEN ÇOCUKLARIN OKUL DIŞINA İTİLMESİNE KATLANAMIYORUM”

Çocukların, okul dışından rahat alışveriş yapabildiklerini söyleyen Topçu, “Milli Eğitim Bakanlığı güzel bir uygulama yaptı, çiftli eğitim sistemini teke düşürdü. Burada da şimdi istismar söz konusu, diyor ki ‘öğrencilerin evleri yakın ise velinin izni ile evinde yemeğini yesin’ diyor. Bunları küçük şehirlerde uygulamak kolay. Ama büyükşehirlerde uzaktan geliyorlar. Ama bu izin kartı bu çocuklara da veriliyor. Onlar dışarıdan yiyorlar, arkadaşlarına koli koli yiyecek içecek getiriyorlar. Ben çocukların okul dışına itilmesine katlanamıyorum. Yasalarda öğrenciler, öğretmenlerin dışarıya çıkması yasak. Ama gelin bir görün kapılar ardına kadar açık. Evi yakınsa çocuk çıksın, gitsin beslensin, bir saat uyusun gelsin. Son günlerde sınıf annesi meşhur oldu. Gidiyorlar dışarıdan bir kafeyle anlaşıyorlar. Kantinci kira, su, elektrik ödüyor. Ama sınıf annesi okulun karşısından bir yerle anlaşıyor, dışarıdan bir şeyler yaptırıyor, sınıfta dağıtıyor” dedi.

“KANTİNLER UCUZ VE KALİTESİZ MAL KULLANMIYOR”

Okul kantinlerindeki fiyatlar hakkında konuşan Topçu, “Kantinlerde marketler zincirleri kadar ucuza mal satma şansımız yok. Keşke olabilseydi. Karşıdaki tüccardan aldığınız malla ıskonto yapılıyor. Buradan velilere ve öğrencilere seslenmek istiyorum. Bağlı oldukları esnaf odasının fiyat listesini mutlaka araştırsınlar. Zaten paketli ürünleri kaç liraya aldığı belli, dışarıdaki fiyatı bellidir. 7 liraya da salam ve sucuk var, 27 liraya da var. Ben kantincilerin ucuz ve kalitesiz mal kullandığını düşünmüyorum. İnsan besliyorsun, sağlığını bozduğun zaman müşterinin işini kaybediyorsun. Okul Aile Birliği Yönetmeliğinde kantin için şöyle bir tanım var; ‘Kantin: çay ocağı, kafe ve yemekhaneleri kapsar’ diyor. Bunların yanında kırtasiye malzemeleri veriyoruz ama bunlar kısıtlı oluyor. Sabah gelen öğrenciler için atıştırmalıklarımız oluyor. Birkaç mesleği ucundan bucağından bir arada yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“BİZ TİCARİ KURULUŞ DEĞİL, HİZMET SEKTÖRÜYÜZ”

Denetimlerin son zamanda sıklaştığını söyleyen Topçu, “Bu son yaşanan olaylardan sonra bakanlık kantinlerin daha sıkı denetlenmesi için bir genelge gönderdi. Sağolsunlar bizim okul idarecilerimiz, kral olmayı çok severler. Seferhisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzün yaptığı çok çirkin bir uygulama var. Kantinde dolaştığında, raflardaki malları topluyorlar. Yetkinin bu kadar arttırılması inanılmaz bir şey. Ben eğer belirlenen ürünler dışında bir şey satıyorsam mahkemeye gidersin, bende cezamı çekerim. Sen bu kadar yetkiyi nereden buluyorsun, her şeyi torbaya toplamışlar, içerisinde ne olduğu belli değil. Mühürlemişler, yetkisi de yok. Onların raporlama yetkisi var. Biz ticari kuruluş değil, hizmet sektörüyüz. Kantincilik işi yapanlarda insan sevgisi olacak” dedi. (MEHMET RAŞİT AKBALIK)