Ve bu üçgeni şeytan üçgenine çevirme gayretindeki ABD!
Suriye krizine çare arayışları sürüyor. Astana toplantılarının 5.'si Ankara'da yapıldı. Türkiye, İran ve Rusya, Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda mutabık kalırken bölgeye barış getirecek bir diplomasinin de yolunu açmış oldular. Ancak bu yola taş koyma sevdasındaki ABD, "Güvenli Bölge" havucunu Türkiye'ye uzatırken PKK/PYD/YPG sopasını da hazır tutmaktadır.
Ortada garip bir durum var. Bir yandan Suriye'nin toprak bütünlüğü için İran ve Rusya ile birlikte siyasi çözüm ararken, diğer yandan Suriye'nin toprak bütünlüğüne kasteden ABD ile ortaklık kuruyoruz. "Güvenli Bölge" bizim sınır güvenliğimiz için önemli. Ya ABD için!.. ABD'nin derdi başka. O, Suriye'nin kuzeyinde, beslediği, eğitip donattığı PKK/YPG terör örgütlerine yer açarak federe devlet kurmalarını sağlamak. Sonrasında da bu devletçiğin bağımsız devlet olarak Suriye'den koparak bu ülkenin toprak bütünlüğünü parçalamak. İşte güvenli bölge aldatmacasıyla ABD'nin Türkiye için hazırladığı tuzaktır bu. Güvenli bölge derken bu bölgede sınır güvenliğimizi sıfırlayacak terör örgütlerinin yuvalanması, devletçik oluşturması işten bile değil. Suriye de kendi toprakları içinde federe bir devlet kurulmasına, federasyona karşıdır. Tabii ki kendi toprakları üzerinde oluşturulacak güvenli bölgeye de.
Hukuken geçerli ancak fiilen uygulanamayan Adana Mutabakatı'nı işletebilirsek ne güvenli bölge pazarlığına ne de bu konuda ABD ortaklığına ihtiyaç vardır.
Türkiye-Suriye arasında 20 Ekim 1998 tarihinde Adana'da imzalanan bir terörle mücadele belgesidir "Adana Mutabakatı".
1990'lı yıllarda PKK ve lieri Abdullah Öcalan'ın Suriye topraklarında konuşlanmasına, eğitim kampları oluşturması, her türlü propaganda faaliyetine ve topraklarından Türkiye'ye yönelik terör eylemlerine izin vermişti Hafız Esad (Beşar Esad'ın babası).
Türkiye'de dönemin hükûmeti (Mesut Yılmaz başbakandı) kuvvet politikası uygulayarak Suriye'ye sert nota vermesi üzerine, Ankara-Şam çatışmasına ramak kalmışken, Mısır ve İran'ın da ikna çabalarıyla Adana'da aktedilen sözleşmeyle (Adana Mutabakatı) Suriye, tek taraflı olarak topraklarından kaynaklanan PKK terör faaliyetlerini engelleneceğini taahhüt etmiştir. Abdullah Öcalan Suriye topraklarından çıkarılmıştır.
Türkiye'nin taleplerini kabul yönünde Suriye'nin tek taraflı taahhüdünü içeren Adana Mutabakatı sonradan yenilenerek ortak sorumlulukları düzenler hale getirildi. 2010'da Ankara'da yapılan düzenleme ile bu kez sadece Suriye'nin değil, Türkiye-Suriye'nin teröre karşı ortak hareket etme ve birlikte mücadele etme iradesini ortaya koyan bir şekil tespit edildi.
Şimdilerde Beşar Esad, topraklarının üçte birini işgal eden PKK/PYD'yi terör örgütü ilan etmiş ve bunların eylemleri aleyhine Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde şikâyette bulunmuşken, Adana Mutabakatı gereği Suriye ile ortaklaşa hareket etmenin tam zamanıdır. Muhatabımız ve ortağımız, terörü besleyen ABD değil, terörle mücadelede aynı safta bulunduğumuz Suriye olmalıdır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023